| Evet, hayatımın bütün günlerinde iyilik ve inayet ardımca yürüyecek çünkü büyük bir çubuğum var ve vadideki en aşağılık herifim. | Open Subtitles | بالتأكيد الخير والرحمه سيكونان معي طوال أيام عمري.. لانني أحمل أكبر عصا وأنا أبن عاهرة في الوادي |
| Bunlar sayesinde vadideki en nemli otları yetiştiriyoruz. Nemli mi? | Open Subtitles | نحن نزرع الحشيش شديد الرطوبة في الوادي بفضل هذه. |
| Dostum, vadideki en müthiş arabaya sahipsin. | Open Subtitles | يا رجل، تملك أقوى سيارة في الوادي. |
| vadideki en hızlı arabaydı. | Open Subtitles | أسرع سيارة في الوادي. |
| vadideki en verimli araziydi orası. | Open Subtitles | كان أحسن الأملاك في الوادي |
| Helena Knoll, vadideki en büyük dağıtımcı. | Open Subtitles | (هيلينا نول)، موزع معتمد في الوادي |