Fast food vakasında olanlar, pazarı esas olarak ve sonsuza dek değiştirdi. | Open Subtitles | ما حدث بقضية الوجبات السريعة غيرّ السوق للأبد |
Peşindeki tetikçiler vakasında büyük bir gelişme oldu. | Open Subtitles | وجدنا اكتشاف عظيم بقضية القتلة المأجورين |
Liman koyu katili vakasında habire lafı geçen o büyük gelişme neymiş? | Open Subtitles | إذاً، ما ذلك التقدّم الكبير بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج الذي لا أنفك أسمع عنه؟ |
Liman Koyu Katili vakasında habire lafı geçen o büyük gelişme neymiş? | Open Subtitles | ما ذلك التقدّم الكبير بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج الذي لا أنفك أسمع عنه؟ |
Birkaç hafta önceki kalpazanlık vakasında seni niye görmediğimi merak ediyordum. | Open Subtitles | أجل كنت أتسائل لماذا لم أراك في قضية التزييف قبل أسابيع |
Bir sarhoş vakasında dokuz hafta mı? Savcının teklifi neydi? | Open Subtitles | تسعة شهور في قضية سكر و اضطراب ماذا كان يطلب المدعي؟ |
Son vakasında haklı olduğunu söylemenin ona yardım etmekle bir alakası yok. | Open Subtitles | إخباره أنه كان على حق في الحالة الأخيرة لن يساعده في شئ |
Benim seri katil vakasında lazım olandan daha fazla adam var. | Open Subtitles | لدي فائض في الأفراد في قضيّة السفّاح |
Görünüşe göre, Sam Braun vakasında bir son dakika delili ortaya çıkmış. Orada olmam gerek. | Open Subtitles | يبدو أن هناك جلسة شهادة في الدقيقة الأخيرة بقضية " سام براون " علي أن أكون هناك |
Geçen yıl Parsa vakasında yardım etmişti. | Open Subtitles | لقد ساعدتنا بقضية بارسا العام الماضي |
Chandler, Rodriguez vakasında onları alt ettiği için bu olayda ensemizdeler. | Open Subtitles | سيتابعـوننا في هذهِ القضية بعد أن خـدعهم (تشاندلر) بقضية (رودريغز) |
Hatırlarsanız Tutankhamon vakasında böyle olmuştu. | Open Subtitles | (كما تتذكرون بقضية (توتنكامن |
Liman Koyu Kasabı vakasında bir şüphelimiz olduğunu duymuşsundur. | Open Subtitles | واثق بأنّك سمعت بأنّ لدينا مشتبهاً بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج |
Beau Randolph'ın dünyasının onunla donmuş baş vakasında görüştüğümüzden beri pek değişmiş gibi durmuyor. | Open Subtitles | ذكر (بو راندولف) في قضيّة بالحلقة الـ3، الموسم الـ4 إذن لا يبدُ أنّ عالم (بو راندولف) قد تغيّر كثيراً منذ أن استجوبناه بقضيّة الرأس المُجمّدة. |
Çok seçkin bir avukat olan Mike Armstrong tarafından yönetilen bir paneli polis departmanı koşucu vakasında ne olduğunu değerlendirmek için düzenledi. | Open Subtitles | كلف قسم الشرطة فريقا بقيادة محامي بارز اسمه مايك أرمسترونق لمراجعة الذي حصل في قضية المهرولة |
Central Park koşucu vakasında yanlış kişileri mahkum etmeleri sayesinde Matias Reyes zarar vermeye, sakatlamaya ve öldürmeye devam etti. | Open Subtitles | بمحاكمة الأشخاص الخطأ في قضية مهرولة المنتزه المركزي أستمر ماتياس رايس في الإيذاء و البتر و القتل |
İkinizin idare ettiği şüpheli bir intihar vakasında delillerin karartılmasının hemen ardından. | Open Subtitles | مٌباشرة بعد أن تم التلاعٌب بالأدلة في قضية إنتحار مشكوك فيها توليتم أمرها معاً قٌمت بتمشيط كٌل شخص في قضاياكم |
Son vakasında haklı olduğunu söylemenin ona yardım etmekle bir alakası yok. | Open Subtitles | إخباره أنه كان على حق في الحالة الأخيرة لن يساعده في شئ |
- Evelyn bir cinayet vakasında ilgili kişi. | Open Subtitles | إنّ (إيفلين) شخص ذو اهتمام، في قضيّة قتل |