| vakit geldiğinde, Ateş etmek zorunda kaldığımızda, Bir an bile tereddüt etmemeliyiz. | Open Subtitles | بأنه عندما يحين الوقت لإطلاق لنار فعلينا ألا نفكر حتى في الأمر |
| Bu gece olmaz. Ama vakit geldiğinde bu iş için, en azından miğferin hazır olacak. | Open Subtitles | ليس الليلة، لكن عندما يحين الوقت ستكون لديك خوذة على الأقل |
| Sanırım vakit geldiğinde yapmam gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | اعتقد انه عندما يحين الوقت ، سأفعل ما يمكنني فعله |
| Eğer Cotton'ın yaşamasını istiyorsan, vakit geldiğinde seçme şansın olmayacak. | Open Subtitles | عندما يأتي الوقت يجب ان تقرري اذا اردت رؤية كوتون على قيد الحياة |
| vakit geldiğinde orada olabilirim. | Open Subtitles | عندما يأتي الوقت ربما أكون هنا |
| vakit geldiğinde, o borcu ödemeni ve onun için hayatını vermeni bekliyorum. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت , أتوقّع منكِ أن تردّي ذلك الدَين و تُضحّي بحياتكِ لأجله |
| vakit geldiğinde, evlerimizde olmayacağız, | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لن نكون في منازلنا |
| - Doğru vakit geldiğinde haberin olacaktır. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت المناسب، سوف تعرفين. |
| vakit geldiğinde karşı koyma hayır deme | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لا تقاوم لا نقول لا. |
| "vakit geldiğinde... | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت |
| "vakit geldiğinde, yapabilir misin?" | Open Subtitles | عندما يحين الوقت ؟ |
| Doğru vakit geldiğinde. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت |
| Yalnız vakit geldiğinde beni hatırla. | Open Subtitles | ...تذكرني فقط عندما يأتي الوقت |