"vakitsiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • سابق لأوانه
        
    • السابق لأوانه
        
    • السابقة لأوانها
        
    Senin şöhret hevesinden doğan vakitsiz bir hücuma müsamaha edemem. Open Subtitles لا أسامح أتهام سابق لأوانه ولدت من حرصك للمجد
    Ben, bu dünyayı içten içe kemirenlere saldırmak için istekli biriydi bu yüzden vakitsiz bir işe girişti onaylanmamış bir işe. Open Subtitles بن ارد ان يضرب كل البطء والاختناق في هذا العالم وهكذا فعل شيء سابق لأوانه شيء غير مصرح به
    Bu noktada onları dahil etmek vakitsiz olur. Open Subtitles توريطهم فى هذه المرحلة سيكون سابق لأوانه
    Asıl önemli olan Lily'nin telefonunun vakitsiz ölümünden hemen sonra olanlardı. Open Subtitles المهمّ هو ما حدث بعد الموت السابق لأوانه لهاتف (ليلي)
    - Sonra da Peder Bic'i vakitsiz ölümüne uğurlayacağız. Open Subtitles (و بعدها، سنأخذ القديس (بيك الى حادث وفاته السابق لأوانه
    Fakat bu tuhaf ve yaşlı adamın hikâyesini bölen bu vakitsiz ara beni şu ifadedeki duruma soktu: Open Subtitles ومع ذلك، هذه الإستراحة السابقة لأوانها في قصة السيد العجوز المثير للفضول، تركتنيكمايقولالمثل..
    Böylece İmparator Üçüncü Napolyon'un vakitsiz ölümüyle ardında yaslı bir ulus ve bir oğul bıraktı. Open Subtitles الامبراطور يلتقي بنهايتة السابقة لأوانها, يترك خلفة شعب فجع, وطفل ايضاً, سيتوج باليوم التالي بـ "نابليون الرابع",
    Bu buluşmanın çok vakitsiz olduğunu söylemiştim. Open Subtitles لقد قلت لك ذلك، هذا الاجتماع سابق لأوانه
    Umarım vakitsiz gelmemişimdir. Open Subtitles أتمنى أن لا يكون سابق لأوانه أليس كذلك؟
    vakitsiz. Open Subtitles هذا سابق لأوانه
    Az da olsa vakitsiz oldu, sence de öyle değil mi? Open Subtitles -الأمر سابق لأوانه ، ألا تعتقد هذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more