| Lütfen Vali Bey. Çok kızgınsınız, mantıklı olamıyoruz. | Open Subtitles | من فضلك، أيها المحافظ أنت غاضبا جدا، ولا يمكنني أن أجادل معك |
| Üstüne bastır. Güle güle Vali Bey. | Open Subtitles | ـ هيا، أبي، أضغط عليها ـ وداعاً أيها المحافظ |
| Korkarım, yakında dahil olunacak bir Birlik kalmayabilir, Vali Bey. | Open Subtitles | أخاف إنه لن يكون هناك إتحاد لننضم له أيها الحاكم |
| Merhabalar, Vali Bey. Merak ediyorum da, siz ve ben özel bir görüşme ayarlayabilir miyiz? | Open Subtitles | مرحبا , أيها الحاكم , كنت أتسائل إذا أنت |
| Seni bir sahtekar olduğun için suçlamıyorum Vali Bey. | Open Subtitles | أنا لا ألومكَ لكونكَ مخادع حضرة الحاكم. |
| Merhaba, buyrun Vali Bey. | Open Subtitles | نعم، محافظ. مرحبا. |
| Vali Bey, muhteşem bir konuşmaydı! | Open Subtitles | سيدي الحاكم, الخطاب كان رائع جدا |
| Güvenlik görevlilerin ölüm emri vermeni bekliyor, Vali Bey. | Open Subtitles | هذا أفضل من انتظار عقوبة الإعدام، حضرة العمدة |
| Vali Bey, kamuoyunun etkisinde kalmış birine kendimi anlatmaya ne vaktim ne de sabrım var. | Open Subtitles | أيها المحافظ ليس لديّ الوقت ولا الصبر لأبرر موقفي لشخص لازال مهتمًا بالرأي العام |
| Politikalar hakkında istediğiniz kadar tartışabiliriz Vali Bey ama tartışılamayacak bir şey var. | Open Subtitles | يمكننا أن نناقش السياسة كما تشاء أيها المحافظ لكن هناك أمر واحد غير قابل للنقاش |
| Oylamada şimdilik önde gittiğiniz doğru Vali Bey ama... | Open Subtitles | هذا صحيح أنك متقدم في الإستطلاعات حالياً أيها المحافظ |
| Hayır, kendinizi tanıtın Vali Bey, sonra da beni takdim edin. | Open Subtitles | كلا، ستعرف عن نفسك أيها المحافظ ثم ستقوم بتعريفي |
| - Union Pacific paysahibiyim artık Vali Bey. | Open Subtitles | "أنا أحد المسامهين الآن في "يونيون بايسيفك أيها المحافظ |
| Vali Bey, gizli istihbarat şimdi elime geçti. | Open Subtitles | أيها الحاكم لقد استلمت لتوي الاستخبارات السرية |
| Malum sözleri söylemene gerek yok Vali Bey. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تنطق بنفسك أيها الحاكم |
| Teşekkür ederim Vali Bey. Yarın öğlene hazır olurum. | Open Subtitles | شكراً أيها الحاكم ،سأتحرك عند ظهر الغد |
| -Sayın Başkan! - Lütfen devam edin Vali Bey. | Open Subtitles | سيدي الرئيس - تفضل وتابع يا حضرة الحاكم - |
| Teşekkürler, Vali Bey. | Open Subtitles | شكراً لك يا محافظ |
| Vali Bey, herkes adına konuşuyorum... | Open Subtitles | سيدي الحاكم, أَتكلّمُ بإسم كُلّ شخصَ ...عندما أَقُولُ |
| Korkarım ki sizde Huntington Hastalığı var Vali Bey. | Open Subtitles | أخشى أنك تعاني من داء "هنتغنتون" حضرة العمدة |
| Eğer kredi dağıtıyorsak Vali Bey, siz ve Mellie çoğunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لا أعلم كيف فعلتها الفضل الكبير يعود لك ولميلي يا سيادة الحاكم |
| Güven içinde mal ve insan taşıyamayan bir demiryolu demiryolu değildir Vali Bey. | Open Subtitles | سكة حديدية لا يمكنها نقل السلع و الانفس االبشرية بأمان ليست سكة حديد من المقام الاول ايها الحاكم |
| Size ve Amerika'nın geri kalanına bunun sözünü verebilirim, Vali Bey. | Open Subtitles | أعدك بهذا، حضرة المحافظ وبقية أميركا أنّ هذا لن يكون مجرد حديث |
| Bir şey değil, Vali Bey. | Open Subtitles | على الرّحب و السّعة ، أيها المُحافظ. |
| Hiç endişe etme Vali Bey. | Open Subtitles | لا تقلق، أيُها الحاكم |