"van nuys" - Translation from Turkish to Arabic

    • فان نيس
        
    • فان نويس
        
    • فان نايز
        
    • فان نايس
        
    • فان نويز
        
    • فانيس
        
    Van Nuys'dalar. Geleceğini söylerim. Open Subtitles -يجتجزونهم فى "فان نيس" , سأخبرهم بقدومك
    Henderson'ın kaydı verdiği kişi az önce Van Nuys Havaalanı'nda bir uçağa binmiş. Open Subtitles الشخص الذي أخذ التسجيل من (هندرسون) ركب الطائرة للتو في مطار (فان نيس)
    Williams'a mesajı bırakayım da Van Nuys'a gittiğinizi haber vereyim. Open Subtitles سأترك رسالة لـ ويليامز لأُعلمه أنك متوجهة لـ فان نويس
    - Gerekmez, Van Nuys'da 15 dakika sonra görüşmem var. Open Subtitles لقد ارتديت هذا الهراء فى رواية فان نويس فى غضون ربع الساعه هل هذا تمام؟
    Vadideki Van Nuys adında bir mobilya dükkanın sahibinin adı ve telefonuna ihtiyacım var. Open Subtitles انا بحاجه الى اسم و عدد ملاك مخزن اثاث بالوادى ، فان نايز بلديو للأثاث
    Van Nuys'ta yaşayan bir muhasabeci, evli ve 3 çocuklu. Open Subtitles إنه محاسب يعيش في فان نايس متزوج و عنده طفلان
    Mahkumları erkek merkez hapishanesinden Van Nuys... ..mahkemesine taşıyan otobüs Los Angeles'ta... ..1. Open Subtitles حافلة نقل السجناء من المخفر الرئيسي إلى سجن فان نويز دمرت قبل لحظات
    Tuzak kurulan yerin yakınında, Van Nuys'taki ankesörlü bir telefondan aranmış. Open Subtitles .من هاتف عام في (فان نيس)، ليس ببعيد عن موقع الكمين
    Eskiden Van Nuys'ta en seksi kızlar olurdu. Open Subtitles " فان نيس " كانوا يرافقون أجمل الفتيات في الأيام الماضية
    İstiyorsan, benimle altı gün sonra sabah 3'te Blake'in güneybatı köşesinde, Van Nuys'ta buluşacaksın. Open Subtitles إذا أردتهُ عليكَ مُقابلتي على الجانب الجنوبي الغربي "من "بليك"، "فان نيس في الصباح على الساعة 03:
    Van Nuys'ın güney tarafındaki Blake'in doğusunda park halindeki siyah bir arazi aracının içinde olacak. Open Subtitles سوف تكون في سيارة رباعية غامقة السواد "على الجانب الجنوبي من "فان نيس "الناحية الشرقية من "بليك
    - Telefonunu su kanalına at ve Van Nuys'a git, otoparka gir. Open Subtitles - إرمي هاتفك في مجاري - و توجه إلى "فان نيس" و أدخل إلى المبنى الذي به موقف
    Van Nuys Havalanı'nda sizi bekleyen C-5 tipi bir uçak var. Open Subtitles هناك C-5 إستعدّ وينتظر في مطار فان نيس.
    Valley de yaşarken, Van Nuys mahkemesine gider, idam edilen mahkumları izlerdik. Open Subtitles بين الحين والاخر, كان يفعل أمورا غريبة 'دات مرة, دهبنا الى محكمة 'فان نويس لرؤية اين يُحاكم المجرمون
    Bugün bir seçme için Van Nuys'a gittim. Open Subtitles اليوم لقد ذهبت لمنطقة فان نويس لتجربة آداء
    - Çoğunlukla Van Nuys'da görev yaptım. - Seninle bir dava hakkında konuşmuştum. Open Subtitles عملنا في فان نويس غالباً لقد تحدثت إليك حول قضية
    Bana Van Nuys'taki kiralık bir apartmanda güzel görünecek bir şey lazım. Open Subtitles اريد شيء يبدو جيداً فى شقة ايجار فى فان نايز
    Van Nuys California'dan, sorunuz nedir? Open Subtitles فان نايز ،كاليفورنيا هل لديك سؤال؟
    ABD Hava Kuvvetleri'nin, faal durumda bulunan sadece birkaç A3'ü var ve onlar California, Van Nuys bölgesindeki, Hughes Uçak, yaygın bilinen ismiyle Raytheon'da muhafaza edilmektedir. Open Subtitles القوات الجوية الأمريكية لديها القليل من الـ أيه 3 قيد العمل وهم مخزونون فى فان نايز بكاليفورنيا فى قاعدة طائرات هيوز والتى تعرف الآن برايثيون
    Van Nuys'ta da trafik yoğun 405 güney yolu tıkalı. Open Subtitles وفي منطقة "فان نايس" الشارع رقم 405 يعاني أيضا من الزحمة
    O güzel oda Van Nuys, California'daki terk edilmiş bir egzoz fabrikasında mı? Open Subtitles الغرفة الجميلة في مصنع كحول مهجور في "فان نايس" بــ "كاليفورنيا" ؟
    Bugün bir Van Nuys hakimi tarafından yargılanan... ..14 mahkum için geri dönüşü olmayan bir mahkumiyet... ..kararının geleceği son yargılama yapılacak. Open Subtitles أربعون سجينا كانوا سيوفون حقهم في سجن فان نويز واجهوا اليوم حكما نهائيا العقوبة فيه غير قابلة للإستئناف
    Bu gece, Scott, 8:30'da, Van Nuys Havaalanında, tamam mı? Open Subtitles الليلة مع سكوت عند الساعة 8: 30 في مطار فان نويز, إتفقنا؟
    Van Nuys Lisesi'ne gittiniz, değilmi? Open Subtitles و ذهبت لمدرسة فانيس الثانوية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more