Eğer çalışma hızını ve vanaları kontrol eden bu sistemleri etkisiz hale getirebilirsek, santrifüjde birçok probleme sebep oluruz. | TED | وان استطعت ان تخرب هذه الانظمة والتي تتحكم بسرعة و حركة الصمامات يمكن ان تسبب الكثير من المشاكل في اجهزة الطرد المركزي |
vanaları sonuna kadar açın. Işık hızını aşmalıyız amına koyayım! | Open Subtitles | افتحوا الصمامات كاملة نحتاج لشيء يسده أيها السفلة |
Güç kesintisi, basıncı serbest bırakmak için vanaları açamayacağımız anlamına geliyor. | Open Subtitles | القصور فى الطاقة يعنى أننا لا نستطيع فتح الصمامات لأطلاقه |
1 ve 3 nolu hücrelerdeki vanaları kapatmanızı istiyoruz. Anlaşıldı mı ? | Open Subtitles | نريدكم أن تغلقوا صمامات الخزانات الأول و الثالث هل هذا واضح؟ |
Hadi artık, vanaları kurcalamadan çıkalım. | Open Subtitles | الآن يمكننا أن نغادر من دون لمس أي صمام.. ؟ |
Bu, vanaları korur. Elektrik şoku verildi diye oluştu sanırım. | Open Subtitles | هذا يعالج الصمام اعتقد انه حدث بسبب الصدمه الكهربائيه |
- Bent kapaklarının vanaları yatay olur! | Open Subtitles | عجلة الصمّامات دوما تكون أفقية |
Benzin kamyonuna git ve bütün vanaları aç. | Open Subtitles | أنت، إذهب لشاحنة الوقود تلك و إفتح جميع الصنابير |
vanaları değiştirmek için bir sürü adam gerekir. | Open Subtitles | ولكنه سيحتاج إلى عشرات الأشخاص لتفخيخ كل تلك الصمامات |
Yenileriyle tam olarak aynı vanaları edinirse onları yerleştirmek için gereken zamanı olurdu. | Open Subtitles | ولو أنه أمتلك صمامات بنفس مواصفات الصمامات الجديدة سبكون بحوزته وقت كافى ليزرع المتفجرات بداخلهم |
Böylece geriye sadece satıcının deposundaki vanaları teslim edilmeden elindeki vanalarla değiştirmek kalırdı. | Open Subtitles | وكل ماسيحتاجه هو تبديل تلك الصمامات بالجديدة القادمة من مستودع المورد قبل أن يُسلموا |
Güzel. 16 dan 25 kadar vanaları açın. | Open Subtitles | جيد،إفتح الصمامات من ال16وحتى ال25 |
Tüm çıkış vanaları kapalı, efendim. | Open Subtitles | كل الصمامات الخارجية مغلقة بالكامل سيدي |
Ve o büyük fırınların duvarın öte tarafında kalan vanaları, fırınlar dolar dolmaz kısaca test ediliyordu. | Open Subtitles | و الصمامات التي يتم اطلاقها من الأفران الواسعة و التي هي موضوعة خلف ذاك الجدار يتم اختبارها بشكل موجز حالما يتم ملأ الفرن |
vanaları kapalı. Bu iyiye işaret. Bu da etkisiz hale getirici olmalı. | Open Subtitles | الصمامات مغلقة، هذا جيد وهذا هو المعادل |
Deniz yarıkları, yer kabuğu altındaki erimiş kaya bölmelerindeki artan gerilimi sızdıran basınç vanaları gibidir. | Open Subtitles | منافس البحر مثل صمامات الضغط تصدر نمو توتّر من حجرات الصخرة المائعة تحت القشرة. |
Kasabaya giden ana hattaki vanaları kapattım. | Open Subtitles | حسنا لقد أغلقت صمامات الخط الرئيسي الى البلدة |
Spot, ana boru hattındaki kapalı vanaları yarıp geçti. - Tesisin dışına çıktı. | Open Subtitles | كان سبوت يكسر صمامات الإيقاف على خط الانابيب الرئيسي |
Sıvı nitrojen vanaları kasten açılmış. | Open Subtitles | فتح صمام النيتروجين السائل عمداً |
Su vanaları sızıntı yapıyor. | Open Subtitles | صمام ماء تسبب في تسريب |
Regülatör vanaları içeride tutulur. | Open Subtitles | الصمام المنظم في الجزء الداخلي |
Küçük savaş başlığı bir kademeyi alıyordu, ve rotorları döndürüp onları yavaşlatıyordu, büyük savaş başlığı altı kademeyi alıyordu ve vanaları manipüle ediyordu. | TED | حيث تهاجم الاولى الصغيرة احد الشلالات " التي تتوزع فيها اجهزة الطرد " ويحاول ان يعبث بالعنفة و يقلل من سرعتها والثانية الكبيرة تهاجم المتتاليات الست وتتلاعب بالصمامات |
Craig, bir anahtar kap, şu vanaları aç. | Open Subtitles | (كريغ)! اجلب مفتاح ربط وافتح هذه الصمّامات ومدّ الخراطيم |
Sayın başkan, bugün itibariyle bütün yangın vanaları kapatıldı ve sokaklardan 32 ton çöp toplandı ki bu aynı zamanda günlük rekorumuz. | Open Subtitles | حضرة المحافظ ، كل الصنابير محكمة الإغلاق و رافعوا النفايات الصلبة نقلوا 32 طنا من القاذورات من الأزقة وهذه حصيلة يومٍ واحد فقط |