"var olmayan bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • غير موجود
        
    • لا وجود له
        
    • ليس له وجود
        
    • ليس لها وجود
        
    Sen asla Var olmayan bir adamla kavga etmeye gidiyorsun. Open Subtitles أكبر خدع الشيطان هو إقناع البشر بأنه غير موجود
    Eminim çünkü biz hayatlarımızı Var olmayan bir tanrıya dua ederek geçirmedik. Open Subtitles أنا واثق لأننا لم نكن نضيع أعمارنا بالصلاة لإله غير موجود
    Var olmayan bir yaratıktan korkuyorlar. Open Subtitles الأرضيون الأغبياء خائفون من مخلوق لا وجود له
    Parayı takip edersek Var olmayan bir adama ulaşıyoruz. Open Subtitles درب المال يقود مجدداً إلى رجل لا وجود له
    Rus Elçiliği'nden beri peşinde olduğum hayaletin dairemde olduğunu ve aslında Var olmayan bir suikastçının biz onu durdurmadığımız takdirde bu gece birisini öldüreceğini mi? Open Subtitles ان الشبح الذي كنت الاحقه منذ حدث السفاره في شقتي, ويقول ان هناك قاتل ليس له وجود سيقوم بقتل احدما هذه الليله الا اذا اوقفته؟
    Var olmayan bir şeyin promosyonunu yapmak imkânsızdır. Open Subtitles لامجال لأن للترويج لشىء ليس له وجود.
    Sizin için aslında Var olmayan bir pozisyon yaratmamızı mı istiyorsunuz? Open Subtitles هل تطلبين منا إختراع وظيفة لكِ ، ليس لها وجود ؟
    Gerçekte Var olmayan bir rahatsızlığı tetikleyebileceğimi söylüyorsunuz. Open Subtitles أنتِ تحذرينني إذاً أنني قد أكون أعالج مرض غير موجود
    Polisler bir yıl boyunca Var olmayan bir katilin peşine düştükten sonra mı? Open Subtitles الشرطه طاردت مجرماً لمدة عام وهو غير موجود ؟ ؟
    Sistemimizde Var olmayan bir hastayı arıyor. Open Subtitles هي تبحث عن مريض يبدو بأنه غير موجود في النظام
    Ama bundan aslında Var olmayan bir anlam çıkardın. Open Subtitles ولكنّك نسبتَ مدلول شيء إلى شيءٍ آخر غير موجود.
    Alında resmi olarak Var olmayan bir operasyondasın . Open Subtitles يبدو أنك كمن كان في غيبوبة و كأنك غير موجود
    Var olmayan bir hata hakkında yalan ifade veremem. Open Subtitles لا أستطيع الكذب على المنصة حول خطاء لا وجود له
    Sanat, dünyayı aslında Var olmayan bir kaosa sürükler. Open Subtitles الفن يُحاول خلق نظام لفوضي العالم، وهذا النظام لا وجود له.
    - Aslında Var olmayan bir partiye gideceğimi söyledim çünkü sen çok yalan söyleyen bir yalancısın. Open Subtitles قلتُ أنني سأذهب للحفل الذي لا وجود له لأنك كاذب يكذب كثيرًا.
    Yani, zihnini saklayabilmek için, şu anda Var olmayan bir şey üretmem lazım. Open Subtitles ذلك، من أجل لإنقاذ عقلها، أنا بحاجة لبناء شيء لا وجود له.
    Artık Var olmayan bir koda nasıl erişimin olabilir? Open Subtitles كيف يمكنك الوصول إلى كود لا وجود له هنا بعد الآن؟
    Var olmayan bir virüsten bahsediyorsunuz yani. Open Subtitles أنت تتحدث عن فيروس ليس له وجود
    Var olmayan bir adam. Open Subtitles رجل ليس له وجود.
    Henüz Var olmayan bir bölgede. Open Subtitles في مجال ليس له وجود بعد
    Bu yüzden, bütün gün evde oturup Var olmayan bir yapbozun parçalarını yerleştirmeye çalışır. Open Subtitles لهذا تجلس فى المنزل طوال اليوم تحاول ان تجمع المعلومات التى ليس لها وجود
    Var olmayan bir davanın izini sürdüklerinden emin olmak için benim adamlarımın peşinde bir subayın var. Open Subtitles لقد كان لديكى ضابط للابقاء على عملائى تتأكدى أننا نعمل على قضيه ليس لها وجود
    Parayı Var olmayan bir şirkete gönderiyorlar. Open Subtitles إنّهم يوجهون المال إلى شركة ليس لها وجود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more