İçeri gel. Belki seninle bir yerlere varabiliriz. | Open Subtitles | تفضل بالدخول, ربما أستطيع الوصول إلى شيء معك |
Ama genellikle, taşıdığımız şeyi öylece bırakmak daha kolaydır, böylece eve daha erken varabiliriz... | Open Subtitles | بالطبع، إنه اسهل أن نلقي ما نحمل لنستطيع الوصول إلى البيت باسرع وقت |
Gece çökmeden oraya varabiliriz. Tabii acele edersek. | Open Subtitles | يمكننا الوصول إلى هنالك بحلول المساء إن أسرعنا. |
Eminim uygun bir çözüme varabiliriz. | Open Subtitles | أنا متأكد بأننا نستطيع أن نصل إلى حل مناسب |
Ancak siz biraz susunca biz bir karara varabiliriz. | Open Subtitles | فقط عندما تكفا عن الشجار سنستطيع التوصل إلى قرار بشأننا |
Yokohama'ya ondan bir gün sonra varabiliriz. | Open Subtitles | قد نصل إلى يوكوهاما فى اليوم التالى لوصولها |
Tek bir kaçınılmaz sonuca varabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا فقط الوصول إلى استنتاج لا مفر منه |
Kıyısını takip edersek, kuzeydeki tahliye noktasına varabiliriz. | Open Subtitles | إن لزمنا ضفتيه، فسنتمكن من الوصول إلى موقع المغادرة على الشاطيء الشمالي. |
Belki artık bir uzlaşıya varabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع الوصول إلى إتفاق الآن |
Belki bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع... الوصول إلى بعض من التسوية. |
Yavaş yavaş yürüyebilirsen bedevilere varabiliriz. | Open Subtitles | حسنا إذا استطعت التحامل على المشي عليها فحينها نأمل أن نتمكن من الوصول إلى ...البدويين وسيكون لهم سيارة أو بعير أو |
Yarın gün ağarırken Kudüs'e varabiliriz. | Open Subtitles | يمكنهما الوصول إلى " أورشليم" فجر الغد |
Ben eminim ki, bu konuda... herkes için uygun bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه يمكننا أن نصل . إلى إتفاق معقول |
Böylece belki bir anlaşmaya varabiliriz. Hey? | Open Subtitles | لِذا، فربّما أمكننا أن نصل لإتفاق مُعيّن |
Galba beş ya da altı gibi Chicago'ya varabiliriz, yola erken çıkarsak. | Open Subtitles | يجب أن نصل إلى شيكاغو .. خلال خمس أو ست ساعات إذا انطلقنا مبكراً |
Dostum, belki de fiyatlar konusunda bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا التوصل إلى أتفاق يا رجلي الطيّب بخصوص السعر |
Eminim ki Fred ve ben, hepimiz ciddiysek, bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، أنا واثق أنه يمكنني التوصل إلى اتفاق مع "فريد"، إذا كنا جميعا جادين. |
Ondan önce varabiliriz. | Open Subtitles | حسنا,قد نصل قبلها |