| Dinleyin. Bombalama kararının tek sebebi senin varlığından haberdar olmamaları. | Open Subtitles | إنصتي, السبب الوحيد الذي يجعلهُم لـ تفجيرهم هو انهم لا يعلمون بوجودك |
| - Ama eminim erkekler senin varlığından haberdar olurlardı. | Open Subtitles | أنا واثق أن الأولاد يعلمون بوجودك |
| Hayır, sadece varlığından haberdar ve bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا، إنه يعلم بوجودها ويحاول العثور عليها |
| Arayıcı Gölge Suyu'nun varlığından haberdar. | Open Subtitles | الباحث بات يعلم بوجودها. |
| Onların varlığından haberdar değildim efendim. | Open Subtitles | لم يكن لي اي علم بهذا سيدي |
| Onların varlığından haberdar değildim efendim. | Open Subtitles | لم يكن لي اي علم بهذا سيدي |