"varlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • موجودين
        
    • موجودون
        
    • يتواجدون
        
    • موجوده
        
    • أنها موجودة
        
    • تريانهما
        
    Her ülkede ve her nüfus topluluğunda varlar. TED وهم موجودين في كل بلد. وبين جميع الأعراق.
    İnsanlar bize hizmet için varlar. Onların tek değeri bu. Open Subtitles البشر موجودين لكي يخدمونا هذه هي قيمتهم الوحيده
    Haklıydın. Gerçekten varlar. İşte bu yüzden peşinden geliyorum. Open Subtitles وأنتَ محق، إنّهم موجودين لهذا سآتي من أجلك
    varlar, birkaç yıl önce onlarla birlikteydim. Open Subtitles إنّهم موجودون, لقد كنتُ معهم قبل عدة سنوات.
    Dış taraftaki gardiyanlar daha tehlikeli ama yalnızca geceleri varlar. Open Subtitles حراس الحماية الخارجية احتمالهم ضعيف لأنهم لا يتواجدون إلا خلال الليل
    Annem her zaman bana canavarların gerçek olmadığını söyledi. - Ama varlar. Open Subtitles كانت أمى تقول دائما أنه لاوجود للوحوش لكنها موجوده
    Beyaz şapkalılar ve siyah şapkalılar-- Gerçekten de varlar. Open Subtitles . القُبعات البيضاء و السوداء . موجودين فعلاً
    Ama hoşuna gitsin, gitmesin vampirler sizin yüzünüzden varlar. Open Subtitles لكن شئت أم أبيت، مصّاصي الدماء موجودين بسببكم.
    Yani, prensipte, geçmiş ve gelecek şu anın var var olduğu kadar varlar. Open Subtitles لذا نظن أنه بالمبدأ ، فإن الماضى والمُستقبل موجودين كالحاضِر تماماً لذا نظن أنه بالمبدأ ، فإن الماضى والمُستقبل موجودين كالحاضِر تماماً
    Muhafızlar uzun süredir varlar. Open Subtitles . الحراس , موجودين بالأرجاء لزمن طويل
    Onlar prodüksiyon şirketi. Piyasada uzun süredir varlar. Open Subtitles هـمْ شركة إنتاج كانوا موجودين منذ الأبد
    Hala varlar mı? Open Subtitles ألاّ يزالون موجودين ؟
    Erkekler. Gerçekten varlar. Open Subtitles حسنا، رجال آخرين حقا انهم موجودين .
    Evet, Batı Dünyası'ndaki robotlar hayatınızdaki en eşsiz tecrübeyi sunmak için varlar. Open Subtitles نعم، الأشخاص الآليين موجودون هناك لكي يخدمونكم... ويمنحونكم التجربة الفريدة الأكبر لقضاء اجازة عمركم
    zamanın hepsi takip edilemez mi -- geçmiş, şu an, ve gelecek -- zaten varlar, değil mi? Open Subtitles لذا لا يجب أن تتبعه كل الوقت الماضي و الحاضر و المستقبل موجودون فعلا" , أيضا" ؟
    Onları kötülükten uzak tutma isteğini takdir ediyorum ama Kütüphaneciler büyünün yanlış ellere geçmesini engellemek için varlar. Open Subtitles أنا أقدِّر رغبتكِ في إبقائِهم بعيداً عن الأذى. لكِن "أمناء المَـكتبة"موجودون لكي يَمنعوا وقوع السحر في أيدي الأشرار.
    Bu insanlar sınır dışında ama hala varlar. Open Subtitles هؤلاء الرجال حالات شاذة, لكنهم يتواجدون بالفعل
    Rose karşımda üzerinde "Onlar varlar" yazılı bir tişörtle oturuyor. Open Subtitles روز) تجلس أمامي مباشرة مرتدية قميص) "مكتوب عليه "هم يتواجدون
    Var olduklarına asla inanmadığımız güçler ama varlar. Open Subtitles قوى لم نعتقد ابدا ان لها وجود,ولكنها موجوده
    Bu Nihai Noktalar gerçekten varlar mı? Open Subtitles هل النقاط النهائيه موجوده فعلاَ أم لا؟
    Gerçi şu an, benim için, çocuklar, sadece toeride varlar ama... Open Subtitles لا , كما تبدو الأمور الآن , أنها موجودة فقط في نظرية المجال , لذلك
    Bir varlar bir yoklar. Open Subtitles الآن تريانهما والآن لا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more