"varolmayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • نفرلاند
        
    • الأبدية
        
    • وجود له
        
    Böylece Varolmayan Ülke'nin gerçekte ne kadar muhteşem olduğunu göreceksin. Open Subtitles و حينها سترى كم يمكن لـ "نفرلاند" أنْ تكون رائعة
    Baelfire'a benimle Varolmayan Ülkeye mi gelmek istediğini yoksa seninle mi kalacağını sor. Open Subtitles سَل (بلفاير)، إنْ كان يرغب بالذهاب إلى "نفرلاند" معي، أو يبقى هنا معك
    Seni tanıyorum. Varolmayan Ülke'ye yanında o olmadan gelmeyeceğini biliyorum. Open Subtitles أعرفك، و أعرف أنّك ما كنتَ لتقطع كلّ هذه المسافة إلى "نفرلاند" بدونه
    Varolmayan Orman'a döndü ve bizim için yıllarca savaştı. Open Subtitles عادت إلى الغابة الأبدية وحاربت لأجلنا عدة سنوات
    Varolmayan Ülke asla uyanmayacağın bir rüya gibidir. Open Subtitles أرض الأبدية حُلم لن تستيقظ منه أبداً
    Bu ay Varolmayan bir gezegenin çevresinde halen dönüyor. Open Subtitles هذا القمر يدور حول كوكب لا وجود له
    Demek istediğimi anladın mı? Seni için asıl problem Varolmayan Ülke'den çıkış olmaması. Open Subtitles لا يا صغيري، مشكلتك الحقيقيّة هي أنّه لا مفرّ مِنْ "نفرلاند"
    Varolmayan Ülke eskiden rüyaların gerçeğe dönüştüğü yer olarak bilinirdi. Open Subtitles كانت "نفرلاند" مقرّاً لولادة الأحلام الجديدة
    Çünkü onunla daha önce de başa çıktım. Çocukken beni Varolmayan Ülke'ye götüren oydu. Open Subtitles لأنّي تعاملت معه سابقاً و هو الذي أخذني إلى "نفرلاند" في صِغري
    Hepsi bu. Oradan sonrası bende. Varolmayan Ülke'ye gidecek olan kişi benim. Open Subtitles لا أكثر و سأتولّى الأمر حينها فأنا مَنْ سيذهب إلى "نفرلاند"، لا هو
    Burası Varolmayan Ülke ve sende gerçek inananın kalbi var. Open Subtitles -هذه "نفرلاند " و لديك القلب الأكثر إيماناً
    Varolmayan Ülke'de bir postane olduğunu sanmıyorum. Ne öneriyorsun? Open Subtitles لأنّي لمْ أرَ مكتب بريد في "نفرلاند" ماذا تقترحين؟
    Yani bu suyu bir kez içersen Varolmayan Ülke'den asla ayrılamazsın. Open Subtitles حالما تشرب هذا الماء لن تستطيع مغادرة "نفرلاند" أبداً
    Bu sudan bir kez içersen, Varolmayan Ülke'den asla ayrılamazsın. Open Subtitles حالما تشرب هذا الماء لن تستطيع مغادرة "نفرلاند" أبداً
    Varolmayan Ülke imkansızın gerçekleştiği yerdir. Tabii inanırsan... Open Subtitles في "نفرلاند" يصبح المستحيل ممكناً إذا آمنت به
    Varolmayan Ülke'deki tüm sihri çekebilmesi için gerçek inananın kalbine ihtiyacı var. Open Subtitles يحتاج القلب الأكثر إيماناً لامتصاص كلّ السحر في "نفرلاند"
    Çalınan gemi, Varolmayan Orman'da düştü. Open Subtitles السفينة المسروقة تحطمت في "غابات الأبدية"
    Hey, bacaksızlar Varolmayan Ülke'ye hoş geldiniz! Open Subtitles أنتم يا صغار أهلاً بكم في (الأرض الأبدية)!
    Varolmayan Ülke'nin cesur kahramanları şu hainlere bakın. Open Subtitles أبطال (الأرض الأبدية) الشجعان انظروا لأولئك الخونة
    Ya da belki de henüz Varolmayan bir inanca göre. Open Subtitles أو ربما وفقاً لدين لا وجود له حتى الان
    Ben aslında Varolmayan birşeyi sevmişim. Open Subtitles وأني أحببت شيئاً، لا وجود له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more