O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız. | Open Subtitles | لو لم يخبرنا هذا الشخص بكل ما يعرفه فسوف نفترض أن وفاتها سياسية و أنها قد قتلت بواسطة شخص له خلفية بولندية |
Tamam, sanırım gemide bir tane bulunmadığını varsayacağız. | Open Subtitles | حسنا. أخمن أننا يجب أن نفترض أنه ليس هناك واحدة على متنها |
Kilise çanlarının çalmasını dayanak alarak, fotoğrafın çekildiği zaman ile, kaydın yapıldığı zamanın aynı zaman dilimi olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | بناءاً على رنين أجراس الكنيسه سوف نفترض أن التسجيل تم عمله فى نفس وقت إلتقاط الصوره |
Bay Cahill'in başkaları için mi yoksa kendi hesabına mı çalışıp çalışmadığını öğrenene kadar tüm telsiz frekanslarının ifşa olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | الان ، حتى نكتشف سواء كان السيد كاهيل كان يعمل لوحده أم لا سنفترض أن أجهزة مذياعنا مخترقة |
Pekala, HKM ne olduğunu belirleyinceye kadar, bunu bir kişinin yaptığını varsayacağız. | Open Subtitles | فإننا سنفترض أن أحدهم قام بهذا |
O zaman karaciğer yetmezliğinin hastalığı her neyse onun bulgusu olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | اذن علينا أن نفترض ان فشل الكبد هو عارض آخر لأي كان ما هي مصابة به |
30 yıl yerinden kıpırdamadı. Kaçmaya bugün karar verdiğini mi varsayacağız? | Open Subtitles | لقد بقيت هادئةً 30 عاماً , كيف نفترض أنه اليوم الذي ستهرب فيه ؟ |
Bir tane ne bulunmadığını varsayacağız? | Open Subtitles | نفترض أنه ليس هناك واحدة من ماذا؟ |
Affedersiniz Bayan Delfino ama gerçek kanıtınız olmadıkça kızınızın yaşadığının tesadüfen kurbanı olduğu bir olay olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | آسف، سيّدة"دلفينو"،ولكن .. مالميكنلديكِدليلحقيقي.. فسوف نفترض أن هذه الحادثة كانتحادثةعشوائية.. |
Ortadan kaybolmasının ağabeyinin ölümüyle ilgisi olduğunu mu varsayacağız? | Open Subtitles | هل نفترض أن إختفائها مرتبط بموت أخيها؟ |
- Hayır. Şimdilik bir kaza olduğunu varsayacağız. ( | Open Subtitles | -لا ، دعنا نفترض انها ليست حادثه |
Gibbs ölmediğine göre, Meksika'da Dean'le buluştuğunu varsayacağız. | Open Subtitles | بما أن غيبز لم يمت، إذاً، يجب أن نفترض إنه قابل (دين) في "المكسيك". |
Hans Petterson'ın neden ortadan kaybolduğunu öğrenene kadar bunun kendi rızasıyla gerçekleşmediğini varsayacağız. | Open Subtitles | حتى نعرف سبب إختفاء (هانس بيترسون) نحن نفترض أن ما حصل أمر غير مقصود |
O hâlde en kötüsünü varsayacağız. | Open Subtitles | إذن علينا أن نفترض الأسوأ |
Apophis olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | سنفترض بأنه كان أبوفيس |
Herkesin sağlıklı bir şekilde ayrıldığını varsayacağız. | Open Subtitles | نحن سنفترض موافقة كل شخص |
Bunun annen, bunun amcan ve bunun da Jin olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | (الان,نحن سنفترض ان تلك كانت والدتك,وهذا عمك,وهذا (جين |