"varsaymak zorundayız" - Translation from Turkish to Arabic

    • علينا أن نفترض
        
    • يجب أن نفترض
        
    Şimdiye kadar İspanyolların adanın dört bir yanına erkekler olduğunu varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أن الأسبان لديهم رجال في جميع أنحاء الجزيرة الآن
    Billy'yi konuşturduğunu varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أنه سيحصل على المعلومات من بيلي
    Doğruyu söylediğini varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أنه يقول الحقيقة
    Biz yolda bir koloni gemisi var olduğunu varsaymak zorundayız. Open Subtitles يجب أن نفترض وجود سفينة مستوطنين في طريقها إلى هنا
    James Baldwin bir sözünde, "Şimdi her şeyin kendi elimizde olduğunu varsaymak zorundayız; başka türlüsünü varsaymaya hakkımız yok." TED قال جايمس بولدوين: "يجب أن نفترض أن كل شيء لدينا ولا يحق لنا افتراض العكس."
    Yaptığımız her hareketin izlendiğini varsaymak zorundayız. Open Subtitles يجب أن نفترض أن كل حركة نقوم بها مراقبة
    İşlevde olmadığını varsaymak zorundayız, değil mi? Open Subtitles علينا أن نفترض انه لا يعمل .صحيح ؟
    Eli Morrow'u hedef aldıklarını varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أنهم يستهدفون(إيلاي مورو)
    Tamam, bunu başarsan bile, Dünya geçidinin Pegasus'a solucan tüneli açarak geri dönmek için yeterince güç kaynağı olmadığını varsaymak zorundayız. Open Subtitles حسنًا، حتى لو كنت تستطيع إيقاف هذه يجب أن نفترض أن بوابة الأرض ينقصها مصدر الطاقة القادر على تأسيس ممر للعودة إلى مجرة (بيغاسوس)
    Tamam, Cabe'le iletişim kuramıyoruz ama aynı düşündüğümüzü ve Fiddler Havzası'nın en iyi seçenek olduğunu bildiğini varsaymak zorundayız. Open Subtitles حسناً، إذن... لا يُمكننا التواصل مع (كايب)، لكن يجب أن نفترض أنّه يُفكّر مثلنا، ويعلم أنّ حقل (فيدلر باسين) هُو فرصتنا الأخيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more