Böyle olur olmaz çatıya çıkmaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن الظهور فجأة على السطوح هكذا |
Ve eğer geri alabilseydim, alırdım ama bana kızgın olmaktan vazgeçmelisin çünkü bunu... bunu kaldıramıyorum. | Open Subtitles | ولوأستطيعاعادةالامر,لفعلت, لكن عليك ان تتوقف عن غضبك مني لأنني لا أستطيع احتمال هذا |
Çünkü bu paranoyak tantrumlarla ikimizi de incitmekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | لانه عليك التوقف عن الاساءة لنا نحن الاثنين بتلك النوبات الغاضبة المذعور. |
Tanrım, kendini mahvetmeden şu diyetten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يا إلهي، عليك أن تتوقفي عن الحميه قبل أن تفسدي نفسك |
Beni arabayla okula bırakmaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | كما تعلم , علينا ان نبدأ بأن تتوقف عن ايصالي للمدرسة بسيارتك |
O çizgi romanları okumaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن قراءة هذه الكتب الهزلية |
Fakir insanlar, onurlu olmaya eğilimlidirler. Dostum, kendine işkence etmekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | الأشخاص الفقراء يميلون لأن يصبحوا شريفين يا صاح, عليك أن تتوقف عن تعذيب نفسك |
Belki de düşünmekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | ولا استطيع التوقف عن التفكير ربما يجب ان تتوقف كف عن التفكير |
Burayı, lanetlenmiş bir yer olarak görmekten, vazgeçmelisin. | Open Subtitles | عليك التوقف عن النظر إلى هذا المكان كلعنة |
Ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamaya çalışmaktan vazgeçmelisin, yoksa öleceksin. | Open Subtitles | عليك التوقف عن إثبات قوتك قبل أن تقتل نفسك |
Sevgilin yok diye kendini hırpalamaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفي عن معاقبة نفسك طيلة الوقت لعدم وجود صديق لديك |
Beni böyle uyandırmaktan vazgeçmelisin artık, tamam mı? Beni öldüreceksin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفي عن إيقاظي هكذا سوف تقتليني |
Bir doktor olarak ayakta kalmak istiyorsan değiştiremeyeceğin şeyleri değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين النجاة كطبيبة.. عليكِ أن تتوقفي عن تغيير الأمور التي لا يمكنكِ تغييرها |
Her şey için pişmanlık duymaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | أنتِ بحاجة للتوقف عن الشعور بالذنب على كل شيء! |
Evet, daha çok çalmayı isterdim, ama yaşamak için hayallerinden vazgeçmelisin. | Open Subtitles | أجل .. أود العزف أكثر لكن عليك ترك حلمك لأجل البقاء |
Bence onlara isim vermekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | عليك التوقّف عن اطلاق الأسماء عليها |
Annemden hoşlanman 14 yaşındayken güzeldi ama kadın 85 yaşında, vazgeçmelisin ya da onu akşam yemeğine davet etmelisin. | Open Subtitles | ولعك بوالدتي كان لطيفاً عندما كنا بالـ 14 لكن المرأة عمرها الآن 85 عاماً عليك أن تتراجع أو تبادر بدعوتها على العشاء |
Bunu yapmaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تتوقفى عن فعل ذلك. |
Artık eve kapanmaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | ليز ، يجب ان تتوقفي العمل في هذا النوع من القرف. نعم. |
Bak, o gün hepimiz arkadaşımızı kaybettik. Ama kendini suçlamaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | انظري، جميعنا خسر شيئاً في ذاك اليوم، لكنّكِ عليكِ الكفّ عن لومِ نفسكِ. |
Hava bükücü gibi düşünmekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تكف عن التفكير كمُخضع هواء |
Kahvaltıyı atlamaktan vazgeçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفى عن حذف وجبة الأفطار |