"vazgeçmeyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • يستسلم
        
    • تستسلم
        
    • يتوقف عن
        
    • يتوقّف
        
    • يبرح محاولة
        
    • لن تتوقّف
        
    Gururu yüzünden dünyanın en kötü mağlubiyetlerinden birini alacağını düşündüler o hiç vazgeçmeyecek ve o ringde yok edilecekti. Open Subtitles إنهم يعتقدون أنه مع اعتزازه سيعتبر واحدا من الضرب أسوأ من أي وقت مضى في العالم وانه لن يستسلم.
    Şu altını asla harcayamayacağız çünkü kanun onu aramaktan asla vazgeçmeyecek. Open Subtitles ولن نكون قادرون على إنفاق هذا الذهب، لان القانون لن يستسلم حتى يجده.
    Arayan kimse vazgeçmeyecek, ben de vazgeçmeyeceğim. Open Subtitles من يكن فلن يستسلم ولا أنا أيضاً
    Çok iyi. Ve benim karakterim asla vazgeçmeyecek. Ta ki ufuğun yüceliği arkamızda kalana kadar. Open Subtitles وشخصيتي هي التي لا تستسلم أبداً حتى تعلو العظمة على الأفق، خلفنا
    Oğlu tahta oturana dek vazgeçmeyecek! Open Subtitles لن تستسلم حتى يعتلي إبنها العرش.
    Bir sonuca varana kadar, Oscar'ın katilini aramaktan vazgeçmeyecek. Open Subtitles "انه لن يتوقف عن البحث عن قاتل "أوسكار حتى يضيع بنهاية الأمر
    Görevden ayrıldığın halde beni takip etmekten vazgeçmeyecek misin? Open Subtitles أنت ألن يتوقّف يتابعني الآن فقط لأنك في إجازة؟
    # Oh, işte Tavşan gidiyor tıkanmış, çok çılgın ama, kolay vazgeçmeyecek # Open Subtitles # أوه، أذهب *يا رابد* هناك، هو يختنق، هو مجنون جدا لكن هو لن يستسلم #
    O asla vazgeçmeyecek, çünkü umudu var. Open Subtitles هو لن يستسلم أبداً لأن لديه أمل
    Sanırım asla da vazgeçmeyecek. Open Subtitles واظن انه لن يستسلم
    vazgeçmeyecek. Open Subtitles هذا الأهبل لن يستسلم
    Hiç vazgeçmeyecek, öyle değil mi? Open Subtitles لن يستسلم أليس كذلك ؟
    Brett Andie'den asla vazgeçmeyecek. Olan bu işte. Open Subtitles لن يستسلم (بريت) ابدًا مع (آندي) هذا ما في الأمر فحسب
    Ama bu Chris Traeger denilen adam vazgeçmeyecek. Open Subtitles ولكن هذا (كريس تريجر) الشخص ذو ستة ملايين دولار لن يستسلم
    Yine Amy arıyor. vazgeçmeyecek mi bu? Open Subtitles أنها ((إيمي)) مجددا أنها لا تريد أن تستسلم
    -Isabelle mücadele etmeden vazgeçmeyecek. Open Subtitles بأن " ايزابيل " لن تستسلم من غير قتال
    Sanırım hepimiz Sutton'ın kafasında bir şeyler olduğunu biliyoruz, asla vazgeçmeyecek. Open Subtitles أعتقد أن جميعنا يعلم أن بمجرد ان تضع (سوتن) شيئًا في رأسها، فلن تستسلم أبدًا
    Herif, beni aramaktan vazgeçmeyecek Open Subtitles هذا الشخص لن يتوقف عن الأتصال بي
    Dagda Mor öyle. Dört Diyar'daki tüm ırklar yok edilene kadar da vazgeçmeyecek. Open Subtitles ولن يتوقّف إلا لدى تدمير كلّ أجناس الأراضي الأربع.
    Klaus asla seni yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçmeyecek. Senin istediğin şey ne? Open Subtitles (كلاوس) لن يبرح محاولة السيطرة عليك، فماذا تريدين؟
    Patty vazgeçmeyecek, seni cinayetle suçladı. Open Subtitles لن تتوقّف (باتي)! لقد إتّهمتك بإرتكاب جريمة قتل!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more