"ve öfkeli" - Translation from Turkish to Arabic

    • والغضب
        
    • وغاضبة
        
    • وغاضب
        
    • و غاضب
        
    • و الغضب
        
    • وغاضباً
        
    • وغاضبون
        
    • ومُتهورًا
        
    ''Aşk Her Yerde'' ile ''Hızlı ve öfkeli'' birleşiyor sanki. TED وكأنه "الحب، في الواقع" يلبي متطلبات سلسلة أفلام "السرعة والغضب".
    Yüzyıllar önce karanlık ve öfkeli zamanlarda üç yabancının yolları kesişti. Open Subtitles قبل قرون، فى أزمنه الظلام والغضب إختار القدر ثلاثة غرباء
    Bir Japon giyim perakendecisi ayrılma kararı aldı, hızlı ve öfkeli bir durum bu ABD'de. Open Subtitles A متاجر الملابس اليابانية يغادرون علامة سريعة وغاضبة هنا في الولايات المتحدة. UU.
    Bu kadar bastırılmış ve öfkeli olmazdı. Open Subtitles ربما لم تكن لتصبح متزمّتة وغاضبة هكذا
    Tamam ama haberiniz olsun, adam iri ve öfkeli bir manyak. Open Subtitles حسنا، لكن فقط لتعلم، إنه نوعا ما مجنون وغاضب.
    "Hızlı ve öfkeli" operasyonu ATF için utanç kaynağıdır. Open Subtitles سريع و غاضب كانت احراجا لوكالة التبغ و الكحول
    İçgüdüleriye hareket eden, vahşi, rahatına düşkün..... ... ve öfkeli Open Subtitles إنه مخلوق كامل مكون من الرغبة و المرح و الغضب
    O günlerin 1032'sini kötü ve öfkeli biri olarak geçirdim ta ki bu kitabı kütüphanede bulana dek. Open Subtitles قضيت 1032 منهم كنت فيها لئيماً وغاضباً لحين وجدت هذا الكتاب في المكتبة
    Sahne makyajının uğultusu, döşemenin gıcırtısı sahne arkasındakiler, şeytanlarıyla bir başına sinirli, azgın ve öfkeli. Open Subtitles صيحة مساجيق التجميل, وصوت صرير أرضية المسرح, الجميع خلف المسرح, مع هؤلاء الشياطين, قلقون, وشبقون, وغاضبون.
    Masseria çapaçul ve öfkeli biri. Open Subtitles أن ( مازاريا ) قذر ومُتهورًا
    Yüzyıllar önce karanlık ve öfkeli çağlarda üç yabancının yolları keişti. Open Subtitles قبل قرون، فى أزمنه الظلام والغضب إختار القدر ثلاثة غرباء
    Yüzyıllar önce karanlık ve öfkeli çağlarda üç yabancının yolları kesişti. Bir keşiş Open Subtitles قبل قرون، فى أزمنه الظلام والغضب إختار القدر ثلاثة غرباء
    İşte dünyadaki en güzel kibrit öylesine süssüz ve öfkeli ve delicesine yanmaya meyilli Open Subtitles "هُنا أجمَل عود ثِقاب في العالم" جداً رصينة وغاضبة ومستعده بشكلٍ عنيد لكي تشتعل إلى نار
    Bea kendisini odasına kapadı, bana karşı isyankar ve öfkeli. Open Subtitles ثائرة وغاضبة علي
    her gece, işten eve geç gelen, sarhoş ve öfkeli bir kocayla. Open Subtitles كنتُ متزوجة من رجل يعد كل ليلة الى المنزل في وقت متأخر وهو ثمل، وغاضب
    Tehditkâr, tehlikeli ve öfkeli bir yönü var. TED هناك حد مهدد ومتهور وغاضب لها.
    "Hızlı ve öfkeli" operasyonu bir sürü ajanın kariyerine zarar verdi. Open Subtitles عملية سريع و غاضب الحقت الضرر بالكثير من وضائف العملاء
    "Hızlı ve öfkeli" paravan alıcılarından biri cinayet silahıyla ilişkilendirildi. Open Subtitles واحد من تجار التبغ في عمليه اللدغه سريع و غاضب انتهى به الامر مع سلاح الجريمه خاصتنا
    Genelde "hızlı ve öfkeli" tipler, kemik bulabilecekleri umuduyla gelip ortalığı eşeliyormuş. Open Subtitles "معظمها بطريقة فلم "السرعة و الغضب حيث يبحثون بالمكان عن أيّ شيء صالح للإستعمال
    Sanki neşeli ve öfkeli iki ordum varmış gibi. Open Subtitles وسأبقيهم كجيشٍ مليئ بالفرح و الغضب.
    O da benim gibiydi. Yalnız, dışlanmış ve öfkeli. Open Subtitles كان مثلي، كان وحيداً، منبوذاً، وغاضباً.
    Halkın kızgın ve öfkeli. Open Subtitles أُناسكم خائفون وغاضبون
    Masseria çapaçul ve öfkeli biri. Open Subtitles أن ( مازاريا ) قذر ومُتهورًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more