Güneşe çok yakın uçtuğu için balmumu kanatları eridi ve öldü. | Open Subtitles | لقد طار قريباً من الشمس وجناحيه المصنوعة من الشمع ذابت، ومات |
Sonra karada savaşmak zorunda kaldı ve bir yarığa düştü ve öldü. | Open Subtitles | ثم قاتل على الأرض بعد ذلك سقط في صدع عميق ومات |
"Onu kimse öldürmedi. Sadece kalbi durdu ve öldü." | Open Subtitles | لم يقتله أحد أصيب بسكتة دماغية فحسب و مات |
Okulda kovalamaca oynuyordu. Kaydı, kafasını çarptı ve öldü. Çok aptalca. | Open Subtitles | كانت تلعبُ في المدرسة فانزلقت و أرتطم رأسها بشيء و ماتت |
Önümüzdeki üç hafta boyunca, tek bir damla yağmur düşmedi, çok iyi filizlenmiş olan bitkileri buruş buruş oldu ve öldü. | TED | ولثلاثة أسابيع تالية لم تكن هناك نقطة مطر واحدة والمحاصيل التي نبتت بشكل جيد ذبلت وماتت |
Ailemin yerini tek bilen oydu ve öldü. Onu öldürme şansım vardı. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذي يعرف مكان عائلتي وقد مات |
Çok kötü şeyler söylüyordu ve öldü. Yaptım. Yapabileceğimi sanmıyordum ama yaptım. | Open Subtitles | كانت تقول أكثر الأشياء بشاعة وقد ماتت |
Ona uluslararası şöhret getiren film "Enter the Dragon"un ilk gösteriminden 3 hafta önce Bruce gizemli bir komaya girdi ve öldü. | Open Subtitles | الذي شهره عالمياً بثلاث أسابيع قبل إفتتاح فيلم إنتر أوف ذا دراجون دخل بروس لي في غيبوبة عميقة ومات |
15 yaşındaki Casey Flynn bu sabah Torrey Pines yakınlarındaki bir mini markette bir şişe Innoko markalı suyu içtikten sonra yere düştü ve öldü. | Open Subtitles | كيسي فلين " بعمر 15 عاماً إنهار " ومات صباحاً " بعد شرب زجاجة من مياه " إينوكو " في متجر قرب " توري باينز |
Sir Roger İngiltere Kral'ı için savaştı ve öldü. | Open Subtitles | السّيد روجر قاتل ومات من أجل ملك الإنجليزي |
Ben arkadan gelip bir bahçe heykeliyle hakladım onu. Boynu kırıldı ve öldü. | Open Subtitles | وتدخّلت وضربته بتمثال حديقة ودقّ عنقه ومات من ثمّ. |
"Onu kimse öldürmedi. Sadece kalbi durdu ve öldü." | Open Subtitles | لم يقتله أحد أصيب بسكتة دماغية فحسب و مات |
Pekâlâ, tamam ben bir adamın ağzına silahı dayanmış olabilirim. - Kalp krizi geçirdi ve öldü. Ne olmuş? | Open Subtitles | حسناً لقد وضعت مسدساً في فم أحدهم و أصيب بجلطة و مات ماذا في ذلك ؟ |
Yine de bir süre öylece baktı bana, ... sonra yavaşça uzandı ve öldü. | Open Subtitles | و حدق بي هكذا لوهلة و ثم تمدد ببطء و مات |
Tanrıdan sadece onun iyi olmasını istedim ve öldü | Open Subtitles | اردت فقط ان ينقذها الرب و ماتت |
Dışarı fırladı, arabasına bindi ve öldü. | Open Subtitles | و إنفعلت و بعدها ركبت سيارتها و ماتت |
Çiçek açtı açmasına ama ürün dalında kurudu ve öldü. | Open Subtitles | الزهرة جاءت لكن الفاكهة ذبلت وماتت على الغصن |
Fakat en büyükleri babamın evindeydi ve öldü. | Open Subtitles | لكن البنت الأكبر بقيت في منزل أبي وماتت. |
İyi bir adamdı ve öldü. Biraz saygılı ol. | Open Subtitles | كان رجلاً صالحاً، وقد مات الآن، لذا كُن لطيفاً. |
Vurulduğumda yanımda sevgilimde vardı ve öldü. | Open Subtitles | لقد كانت حبيبتي معي حين أصبت وقد ماتت |
Kollarıyla kendini sürüklemeye çalıştı sonra çığlık attı ve öldü. | Open Subtitles | جر نفسه عبر الساحة بيداه صرخ علي , ثم مات |
Annem bekledi ve öldü. Üzücü ve basit. | Open Subtitles | أمى إنتظرته ثم ماتت و هى حزينه تجهل مصيره |
Dünya nüfusunun 1/5'i İngiliz bayrağı altında yaşadı ve öldü. | Open Subtitles | بالضبط خُمس سكان العالم عاشوا وماتوا تحت حُكم الراية البريطانية |
Ama sahibi aniden beyin kanaması geçirdi ve öldü gitti! | Open Subtitles | ولكن صاحبه أصيب بنزيف في المخ وتوفي من فوره |
ve öldü. | Open Subtitles | والآن قد مات |
Evet Bay Pemberton, çünkü o adiyi tehdit ettiniz ve öldü. | Open Subtitles | نعم، السيد بيمبرتون، لأنك كانت تهدد بأن lowlife والآن هو ميت. |
Gümüş cilasıydı sanırım, yanlışlıkla içmişti ve öldü. | Open Subtitles | قامت بتلميع حذاء فضي، تصوَّرت أنَّه شيء آخر وفارقت الحياة |
Onunla bir gece kaldı ve öldü. | Open Subtitles | الذي صَرفَ الليلَ واحد مَعه وماتَ |