Neden beynimizde üç tane yüz tanıma ve üç tane yer tanıma bölgesine gerek var? Bunlar arasındaki iş bölümü nasıldır? | TED | لماذا نحتاج ثلاثة مناطق دماغية للوجه وثلاثة أخرى للمكان وكيف تنقسم الوظائف بينها؟ |
- Ama bu gerçek, efendim. - Geç kaldığın için üç ceza. ve üç tane de balık hikayesi için. | Open Subtitles | تلك ثلاثة نقائصِ لأنْ تَكُونَ متأخّرة وثلاثة أكثر لقصّةِ السمكَ |
Akşam yedi civarında üç tane al uyumadan önce üç tane ve üç tane de sabah uyandığında. | Open Subtitles | خذ ثلاثة عند السابعة في المساء ثلاثة قبل النوم وثلاثة عندما تصحو في الصباح |
Bende iki tane 10 cm, üç tane 7 cm ve üç tane 5 cmlik var. | Open Subtitles | لديّ إثنان بطول 4 إنشات، وخمسة بطول 3 إنشات وثلاثة بطول إنشين. |
Hayır. Hayır. Bak, Tüm istediğim üç tane soğanlı tavuk ve üç tane beyaz pirinç. | Open Subtitles | لا , لا , انصتي كل ماطلبته هو ثلاث طلبات من الدجاج بالثوم وثلاث طلبات من الأرز الابيض |
Selam. Selam. Üç hamburger, iki patates kızartması, ve üç tane "swizzlers" alabilir miyim? | Open Subtitles | مرحباَ أجل هلا تعطني ثلاثة برغر اثنان بطاطس وثلاثة علب شوكولاتة ؟ |
Bu davada; bir kafatası, iki kalça kemiği beş omur, çeşitli el kemikleri ve üç tane azıdişi var. | Open Subtitles | في هذه الحالة، هناكَ الجمجمة وعضمتي الفخذ، وخمسة فقرات متفرّقات، وثلاثة أضراس |
Ayak bileklerinde, dizlerin arkasında her birinde iki tane olmak üzere uyluklarında, el bileklerinin arkasında ve üç tane de sırtının üst kısımlarında. | Open Subtitles | اثنان بكل فخد وواحد خلفها وثلاثة بالظهر وهذا ايضاً |
Beş gün boyunca tipilerle, kum fırtınalarıyla ve üç tane tayfunla boğuşarak o yaratığı bir dağa kadar takip etmiştik. | Open Subtitles | , لخمسة أيام , فتشنا ذلك الجبل المتوحش نشق طريقنا خلال العواصف الثلجية والرملية وثلاثة أعاصير |
Bu biraları satın almak istiyorum, uh, ve sigaraları, erotik dergileri ve üç tane güneş gözlüğü. | Open Subtitles | أريد شراء هذه البيرة اه، والسجائر مع هذه المجلات الخليعه وثلاثة نظارات شمسية |
Tonbalıklı sıcak sandviç ve üç tane ağrı kesici istiyorum. | Open Subtitles | سأطلب وجبة التّونا، وثلاثة ميدول من فضلكن. |
Mesai hakları geri verildi ve herkese iki adet kişisel fotoğraf iki tane ufak oyuncak ve üç tane karışık süs eşyası hakkı verildi. | Open Subtitles | تم اعادة الساعات الإضافية ومسموح لكل واحد منكم بـ صورتين شخصيتين واثنان من الحلي وثلاثة من التماثيل |
Üç gömlek, üç şort, çoraplar ve üç tane boxer buldum. | Open Subtitles | اجل ، لديَ ثلاثة اقمصة وثلاثة ازواج من البناطيل القصيرة "جوارب وثلاثة ازواج من سراويل الـ"بوكسرز |
Seri katil olsaydım, halat, balta, çamaşır suyu, amonyak klorofil, yonga aleti, naylon çarşaf ve üç tane battal boy kutuya ihtiyacım olurdu. | Open Subtitles | كلورفيل، قاطعة خشب، أغطية بلاستيكية وثلاثة صناديق كبيرة من حفاظات "بامبرز". |
Bir tane bana imzalayın ve üç tane de aynı isimdeki arkadaşım için imzalayın. | Open Subtitles | وثلاثة إلى صديقي بنفس الاسم. |
Yoğun bir bilimsel araştrma yolculuğu başlatarak, Amundsen'den üç kat fazla adamla yolculuk yaptı, bunun yanında 30 köpek, 19 Siberya midillisi ve üç tane son teknoloji motorlu kızak vardı. | TED | فقد دشن بعتته البحثية العلمية الكبيرة مع أكثر من ثلاثة أضعاف رجال (أموندسن)، جنبًا إلى جنب مع أكثر من 30 كلبًا، و19 مهرًا سيبيريًا، وثلاثة زلاجات عصرية تعمل بمحركات. |
Üstelik sadece iki sesli mesaj ve üç tane posta atmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كانت رسالتين صوتية وثلاث رسائل الكترونية |
İki kere şekerleme yaptım ve üç tane Redd Bull içtim. | Open Subtitles | سبق لي وأن أخذتُ قيلولتين، وثلاث قارورات (ريدبول). |
Bana bir U kanal takozu, bir 6 mm'lik saplama bir güçlendirilmiş destek cıvatası ve üç tane de çelik kapak menteşesi bul. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} جد لي وتداً بأخدود، قضيب محرك سن لولبه 6 ملم... {\pos(192,230)} برغي مُصفّح وثلاث دعامات أغطية فولاذية. |