"ve şimdi sen" - Translation from Turkish to Arabic

• والآن أنت
• وها أنت تقول
• و الأن أنت

Ve şimdi sen, bir tür psişik gücüm olduğundan eminsin.
والآن أنت مقتنع عندي نوع من القوة الروحية.

Kazasız belasız bu kadar kuzeye gelmem öyle zor oldu ki, Ve şimdi sen bana trenden inmem gerektiğini mi söylüyorsun?
لقد أستغرقني الكثير للوصول لأقصى الشمال سالمـة والآن أنت تخبرني بأنه يجب علي النزول عن القطار؟

Buraya sürekli geliyorum. Ve şimdi sen de buradasın.
فأنا آتي إلى هنا دائماً والآن أنت أتيت هنا

Ve şimdi sen bana bu küçük... her ne haltsa,onun ortadan kaybolduğunu mu söylüyorsun?
وها أنت تقول لى أن هذه أيا كانت ... فقد اختفت

Ve şimdi sen kıçına tekmeyi yemişsin.
و الأن... ...أنت علي وشك أن تُضرب مؤخرتك

Zaten hep buralardan gitmemizi istemişlerdi Ve şimdi sen bu bölgede içi gizli bir nefretle dolup taşan herkese bizi ifşa ettin.
دائماَ ارادوا رحيلنا والآن أنت كشفتنا لكل ساحة كراهية مدفونة في هذه المقاطعة

Saklamaya çalışıyordum, bilirsin. Ve, şimdi, sen bunu yaparken gördün-- bu çok utanç verici.
أنا فقط أحاول أن أعيش, كما تعلمين والآن أنت تريني أفعل هذا, إنه محرج للغاية.

Biliyor musun, her zaman terapistlerin herkesten daha fazla terapiye ihtiyaçları olduklarını söylerim Ve şimdi sen teorimi ispatlıyorsun.
كما تعلمين، لقد جادلت دائماً أن لا أحد يحتاج العلاج أكثر من المعالجين. والآن أنت تثبتين نظريتي.

Ve şimdi sen gelip, bu dehşeti sonlandırmak için bize bir yol mu gösteriyorsun?
والآن أنت تأتى إلينا و تقول أن هناك سبب لكل هذه الرهبة... وو سيلة لإيقافها؟ ...

Ve şimdi sen gerçeksin. Yaşamak için çok şeyin var.
والآن أنت حقيقيّ، أمامك الكثير لتفي به.

Ve şimdi sen kendini öldüreceksin.
والآن أنت سَتَقْتلُ نفسك.

Ve şimdi sen de.
والآن أنت أيضاً

Ve şimdi sen bunu mu söylüyorsun?
والآن أنت تقول لي هذا؟

Ve şimdi sen soruyorsun. Yani...
والآن أنت ايضا , لذلك

Ve şimdi sen onu buraya davet ettin.
والآن أنت أدعوها هنا.

Ve şimdi sen özgür bir temsilcisin.
والآن أنت صفقة انتقال حر.

Ve şimdi sen de tutuklusun.
والآن أنت معتقلة

Ve şimdi sen bunun için burada bulunuyorsun.
و الأن أنت هنا بسببهم.