Evet, ve ağaçlar da mutlu çünkü çoğu için New York'u görmek için tek şans bu. | Open Subtitles | نعم، والأشجار سعيدة أيضاً لأن معظمهم لديهم فرصه وحيده لرؤية نيويورك. |
En iyi bildiklerimiz ise bitkiler ve ağaçlar. | Open Subtitles | وأفضل مُكَوِّنات الأكسجين التي نعرفها، هي النباتات والأشجار. |
Beyaz insan gök ve ağaçlar arasında serbestçe dolaşan ruhları duyarak eski sözcükleri asla anlayamayacak. | Open Subtitles | الرجل الأبيض لن . . يفهم الكلمات العتيقة الأرواح السمعية التي تتجول حرة بين السماء والأشجار |
Bitkiler ve ağaçlar türlerinin tehlike altında olduğunu algıladıkları zaman kımıldayamazlar. | Open Subtitles | النباتات و الاشجار لا يمكنها الهرب عندما يشعرون بالتهديد من فصائلنا |
Dünyanın dört bir yanından gelen bitkiler ve ağaçlar gördük. | Open Subtitles | رأينا نباتات وأشجار من كل أنحاء العالم |
Nehir, tepe, denizler, kıyılar, ormanlar ve ağaçlar. | Open Subtitles | النهر, التل, البحيرات, الجداول, الغابات والأشجار |
ve ağaçlar yapraklarını dökerek, onları bekleyen soğuk, karanlık günlere hazırlanır. | Open Subtitles | والأشجار يَجِبُ أَنْ تتخلص من اوراقها والأوراق تستعد لاستقبال الفصل البارد والمظلم. |
Sonra arabalar ve ağaçlar berduşa yapışmaya başlamış. | Open Subtitles | ثم التصقت بالقذر السيارات والأشجار والمباني |
ve ağaçlar, kendi içlerine kapanışları öyle derindi ki, o zamandan beri onlardan bir şey işitilmedi. | Open Subtitles | والأشجار انسحبوا داخل أنفسهم لدرجة أنهم لم يسمع أحد منهم من يومها |
Bitkiler ve ağaçlar başka bir türle tehdit edildiğinde sıvılaşamazlar. | Open Subtitles | الآن، لا يمكن للنباتات والأشجار أن تمضي وترحل عندما يشعرون بالتهديد مثل الأجناس الأخرى |
Çiçekler daha erken açıyor ve ağaçlar daha erken yeşeriyor. | Open Subtitles | تتفتح الأزهار مبكراً والأشجار تورق مبكراً |
Burada oturup senle çimenler ve ağaçlar hakkında konuşabilirim. | Open Subtitles | تعرفين، يمكنني أن اقف هنا وأقوم بمحادثة صغيرة عن العشب والأشجار |
Yangın musluğu ve ağaçlar gibi işaretler, kimin bulunduğu, ne yedikleri ve nasıl hissettikleriyle ilgili mesajlar taşıyan aromatik ilan panolarıdır. | TED | المعالم كصنابير مياه الحريق والأشجار تعتبر لوحات إعلانات معطرة تحمل رسائل عمن كانوا بها، ومالذي كانوا يتناولونه، وكيف كان شعورهم أثناء ذلك. |
Taşlar yer değiştirmiş ve ağaçlar dile gelmiş. | Open Subtitles | معروف أن الحجارة تتحرك والأشجار تنطق |
Oslo'da da kar ve ağaçlar vardır. | Open Subtitles | هناك ثلوج والأشجار في أوسلو أيضا |
Kayalar ve ağaçlar nehir yatağından sökülüyor. | Open Subtitles | تُقتلع الصخور والأشجار من على ضفة النهر |
Ayağımın altında titreyen toprak, ...ve ağaçlar ve gökyüzü, hep gitmiş artık yalnızım... | Open Subtitles | العالم الذي... إهتز تحت قدمي والأشجار... |
Maalesef, ırk ve sınıf oldukça güvenilir göstergeler; parklar ve ağaçlar gibi iyi şeylerin nerede bulunduğunu ve enerji santralleri ile atık tesisleri gibi kötü şeylerin nerede olduğunu gösteriyorlar. | TED | وللأسف، فإن العِرْق والطبقة تعتبر مؤشرات موثوقة إلى حد كبير تدلنا على الأماكن التي يمكن أن نجد فيها الأشياء الحسنة، مثل المتنزهات والأشجار والأماكن التي نجد فيها الأشياء السيئة مثل محطات الطاقة ومرافق النفايات |
Hepsi eğleniyor, ama aslında biz otlar ve ağaçlar gibiyiz. | Open Subtitles | انهم حقا يحظون بالمرح, لكن كما تعلمين اننا فقط مثل العشب و الاشجار |
Kar yok, karnımızda sıcak yemek var ve ağaçlar Alman bombardımanıyla parçalanmıyor ama evet. | Open Subtitles | ماعدا انه لا يوجد ثلوج و اننا حظينا بوجبه ساخنه و الاشجار لا تنفجر بفعل مدفعية "الالمان" و لكن نعم تذكرني بباستون |
Gökyüzünde parlıyor ve... bulutlar, ve ağaçlar.. | Open Subtitles | تشرق فى السمأ و الــ السحب و الاشجار |
Bizi lav adamla korkuttu. Bizi lav adam geliyor diye korkuttu, sonraysa tsunami geliyor diye, fakat bir bakmışız çiçekler ve ağaçlar gelmiş, ve çok güzeldiler. | TED | أخافتنا برَجل اللافا أخفتنا بأن رَجل اللافا قادم. ثم التسونامي قادم ولكن اخيرا اصبحت هناك زهور, وأشجار , وكانت شديدة الجمال . |