Ama üzülmüş veya şoka girmiş gibi bir hâlleri de yoktu ve dönüp binaya girdim dosdoğru odaya gittim ve ağladım. | TED | لم يبدُ عليهم أنهم كانوا مستائين أو في حالة صدمة، وهكذا دخلت إلى المبنى، مباشرة إلى ورشة العمل، وبكيت. |
Kayalıkların her tarafına uzanan bu hasarı ilk gördüğüm zaman, dalış takımımla dipteki kuma çöktüm ve ağladım. | TED | عندما رأيت هذا الضرر لأول مرة؛ تمددتُ علي طول الطريق أسفل الشعاب وغَرقت في الرمل في معدات الغوص، وبكيت. |
Evet gittim ve ağladım. Ödeşeceğimize yemin ettim. | Open Subtitles | ورجعت للمنزل وبكيت بشدة واقسمت على ان اردها |
Ona rüyamı anlattım ve ağladım. - Demek ağladın. | Open Subtitles | أخبرتها عن حلمي ثم بكيت |
ve ağladım ve ağladım. | Open Subtitles | ثم بكيت و بكيت |
Artı, uyandım ve ağladım çünkü alnımın kırışıklarının arttığını düşündüm. | Open Subtitles | وأنا قصيرة للغاية. إضافةً، استيقظت وبكيت اعتقاداً بأنني حصلت على التجاعيد |
Bu yüzden bir şiir yazdım: "Bir yaprak gördüm ve ağladım..." | Open Subtitles | لذا ألفت قصيدة عنها "رأيت ورقة شجر, وبكيت حقاً" |
Duştayken çok kolay çökebileceğimi fark ettim ve ağladım. Bilirsiniz, ben çok... | Open Subtitles | اعتقد انني انهرت وبكيت في الحمام |
Sıyunma odasında kaldım ve ağladım. Oldu mu? | Open Subtitles | بقيت في غرفة الملابس وبكيت |
Cesedinin yanında diz çöktüm ve ağladım. | Open Subtitles | لقد ركعت أمام قدميه... وبكيت.. |
"Ay'ı öptüm ve ağladım sessizce." | Open Subtitles | و انا قبلت القمر وبكيت |
Bahçeye çıktım ve ağladım. | Open Subtitles | ذهبت للشرفة "وبكيت" |
ve ağladım. | TED | وبكيت. |
Oturdum ve ağladım. | Open Subtitles | جلست وبكيت. |