"ve acımasız" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقاسية
        
    • وقسوة
        
    • وقاسياً
        
    • وشرس
        
    • وشرسة
        
    • و لا يرحم
        
    • ووحشي
        
    • اشرارا
        
    Her zaman kendi borunu öttüremezsin, hayat, bazen tehlikeli ve acımasız olabilir. Open Subtitles العالم لا يرتقي إلى مستوى الطموحات إنها خطرة وقاسية في بعض الأحيان
    Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda. Open Subtitles في وقت الخرافة و الأسطورة عندما كانت الآلهة القديمة تافهة وقاسية و أصابوا البشرية بالعناء
    Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda. Open Subtitles في وقت الخرافة و الأسطورة عندما كانت الآلهة القديمة تافهة وقاسية و أصابوا البشرية بالعناء
    Benim tutukladığım, katiller, uyuşturucu satıcıları ve sosyopatlar, hepsi birbirinden zeki ve acımasız. Open Subtitles قتلة، تجار مخدرات ، ومعتلون اجتماعيّّاً، قد اعتقلتهم . كلّ واحدٍ أشد ذكاءً وقسوة من لاحقه
    Başkanı devirmek istediğin dedikodusundan sonra, çok çirkin ve acımasız olarak. Open Subtitles لتحققي أرباحاً سياسية. سيكون ذلك قذراً و كذباً وقاسياً.
    - Zeki ve acımasız. Open Subtitles - ذكي وشرس . -من هو ؟
    Ejderhaların altına karşı belalı ve acımasız bir tutkusu vardır. Open Subtitles لطالما ابتغت التّنانين الذّهب برغبة مظلمة وشرسة
    Lucy sayesinde hayatı hızlı ve acımasız bir şekilde mahvolacak. Open Subtitles سيكون سقوطه سريع و لا يرحم وذلك بفضل لوسي
    Egemenliğime karşı her türlü tehdite, çok hızlı ve acımasız tepki veririm. Open Subtitles سيكون رد فعلي تجاه اي تهديد على سلطتي سريع ووحشي
    Pursey, tatlım, devam et ve acımasız ol. Open Subtitles بورسي عزيزتي افعل ما تشائين فنحن اشرارا
    Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda. Open Subtitles في وقت الخرافة و الأسطورة عندما كانت الآلهة القديمة تافهة وقاسية و أصابوا البشرية بالعناء
    Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda. Open Subtitles في وقت الخرافة و الأسطورة عندما كانت الآلهة القديمة تافهة وقاسية و أصابوا البشرية بالعناء
    Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda. Open Subtitles في وقت الخرافة و الأسطورة عندما كانت الآلهة القديمة تافهة وقاسية و أصابوا البشرية بالعناء
    Belki. Belki de sizinle çok tehlikeli ve acımasız bir oyun oynuyor. Open Subtitles ربما,ولكن ربما يلعب معك لعبة خطرة وقاسية
    Seni manipülatif ve acımasız... Ve şu an bu kadar yalnız hissettiğin için suçlayabileceğin tek kişi de sensin. Open Subtitles كنتِ مناورة وقاسية, الشخص الوحيد الذي يجب لومه لشعورك بالوحدة الآن هو أنتِ.
    Rakiplerini dağılmaya zorladıktan sonra seri ve acımasız bir şekilde tek tek vurdular. Open Subtitles يجبرون خصومهم على التفرق، ويقضون عليهم واحداً واحد في مجزرة سريعة وقاسية
    Pawnee Kütüphane Departmanı gördüğüm en şeytani ve acımasız bürokratlar topluluğu. Open Subtitles دائرة مكتبة "باوني" هم الجماعة الأكثر وحشية وقسوة من البيروقراطيين التي رأيتها في حياتي.
    Ama sizin türünüz ne kadar kurnaz ve acımasız olduğunu kanıtladı. Open Subtitles لكن فصيلتكم أثبتت أنها أكثر مكراً وقسوة
    Vahşi ve acımasız, neler olacağını kestiremediğimiz, insanların öldürüldüğü, çocukların acı çektiği bir dünyada. Open Subtitles عالم غالباً ما يكون عنيفاً وقاسياً عالم لا يمكن التنبؤ بأحداثه حيث يقتل الناس ويموتون حيث يتعذب الأولاد
    Kibirli, zalim ve acımasız Open Subtitles فهو فخور وشرس
    Ejderhaların altına karşı belalı ve acımasız bir tutkusu vardır. Open Subtitles التنين يطمع بالذهب برغبة مظلمة وشرسة
    Çirkin ve acımasız bir iş bu Open Subtitles إنّهُ عمل حقير و لا يرحم
    Pursey, tatlım, devam et ve acımasız ol. Open Subtitles بورسي عزيزتي افعل ما تشائين فنحن اشرارا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more