Ayrımcılığın ne olduğunu gün geçtikçe daha fazla öğreniyordum ve aynı derecede önemli olan, kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum. | TED | كنت أتعلم أكثر وأكثر عن معنى التمييز، وبنفس المقدار من الأهمية، كنت أتعلم أنني بحاجة إلى أن أكون مُدافعي الخاص. |
İkinci olarak ve aynı derecede önemli olan şey ise, Yenilik her zaman düşünürlerden beslenir. | TED | ثانيا وبنفس الاهمية تغذيه الابتكار كانت دائما من خلال العمال غير المهرة |
Ve ikinci olarak ve aynı derecede önemli olarak, bir kadın olarak doktoruna sormalısın ve sevdiklerine bakım veren doktorlara da sormalısın Bu hastalık ya da tedavi kadınlar için farklılık gösteriyor mu? | TED | وثانيا، وبنفس الأهمية، كإمرأة عليكِ أن تسألي طبيبك والأطباء الذين يعتنون بمن تحبيهم: هل هذا المرض أو العلاج مختلف بالنسبة للنساء؟ |
Bizden istediğiniz şeyin ne olduğunu bilemiyoruz ve aynı derecede önemli olarak size gerçekten yardım edip edemeyeceğimizi de bilmiyoruz. | TED | ففي الواقع نحن لا نعرف ماذا تريد منا، وبنفس القدر من الأهمية، لا نعرف أذا ما كنا سنكون ناجحين أم لا في تقديمنا المساعدة لك. |