Oh, neşelen Cogsworth, ve bırak doğa işini yapsın. Aralarında bir kıvılcım olduğu ortada. | Open Subtitles | هون عليك يا كوجسورث ودع الأمور تمشي تلقائية |
Buradan git ve bırak insanlar eğlenmesine baksınlar. | Open Subtitles | ـ ربما أنت من يجب أن يرحل ودع الآخرين يستمتعون بوقتهم |
Şimdi derin bir nefes al ve bırak seni Gevşistan adındaki diyara götüreyim. | Open Subtitles | الآن أريدكَ أن تأخذ نفسا عميقاً و دعني آخذكَ إلى أرض أُسمّيها الاسترخاء |
Sen Noel'i istediğin gibi yaşa ve bırak ben de istediğim gibi yaşayayım. | Open Subtitles | احتفل بعيد الميلاد بطريقتك ودعني أحتفل به بطريقتي |
"Yaşa ve bırak yaşasın" lafının şok edici bir örneği. | Open Subtitles | -لقد كان ذلك مثال صادم لمبدأ " لتعيش وتدع الاخر يعيش" |
Sevgili dostum, gözlerini kapa ve bırak sular seni yuvana taşısın. | Open Subtitles | صديقي العزيز أغلق عينيك و دع الماء يوصلك للبيت |
Sen geride dur ve bırak bütün konuşmayı ben yapayım tamam mı? | Open Subtitles | ارجعي للوراء فحسب و دعيني أتولى أمر الحديث, اتفقنا؟ |
Sinyali boz, önümüzden çekil, ve bırak işimizi yapalım. | Open Subtitles | ثبت الإشارة، إبتعد عن الطريق ودعنا نقوم بعملنا |
Bu beyefendinin adını al ve bırak gitsin. | Open Subtitles | خذ اسم الرجل ودعه يذهب |
Sen sadece kendi halini düşün ve bırak arkadaşların da gerisini halletsin. | Open Subtitles | إهتم بما عليك... واترك أصدقاءك يهتمون بما عليهم |
Nefes al ve bırak. | Open Subtitles | تنفسي واطلقي |
Buradan git ve bırak insanlar eğlenmesine baksınlar. | Open Subtitles | ـ ربما أنت من يجب أن يرحل ودع الآخرين يستمتعون بوقتهم |
Sadece koşmaya devam et tamam mı? ve bırak da kapıyı Şef düşünsün. | Open Subtitles | اجرى انت فقط ودع الرئيس يقلق على البوابه |
Bırak tüm düşüncelerin, aklından gitsin, ve bırak doğru kendisini göstersin. | Open Subtitles | يترك كل الأفكار لتفلت عقلك ودع الحقيقة تظهر |
Doğru şeyi yapmak istiyorsan, silahını bana ver, ve bırak seni teslim edeyim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد فعل الصواب، أعطني ذلك المسدس و دعني أعتقلك |
Benim kararlarıma saygı duymanı istiyorum ve bırak hayatımı istediğim gibi yaşayayım. | Open Subtitles | أحتاج إلى احترام قراري و دعني أعيش الحياة التي أريدها |
Sana benden bir dost tavsiyesi Sixes Oteli'nde gözetlemeye ya da ne yapıyorsan o işe dön ve bırak, yarışa önden başlayayım. | Open Subtitles | لذا خذها منّي نصيحة أخوية، و عُد لممارسة التجسس بالفنادق الـ 6 نجوم، أو أيّما تعمل. ودعني أتقدّم السباق. |
"Yaşa ve bırak yaşasın" iki taraf içinde düşmanla uzlaşma metoduydu. | Open Subtitles | كانت ظاهرة "لتعيش وتدع الاخر يعيش" ظاهرة متفشية في كلا الجانبين.. حالة من التوافق مع العدو |
Hadi, bebeğim, biraz rahatla ve bırak godzilla işini yapsın.. | Open Subtitles | تعال يا عزيزى و استرخى و دع قودزيلا يفعل ما يحلو له |
Sadece derin bir nefes al ve bırak ben halledeyim. | Open Subtitles | خذي نفسك و دعيني أعتني بالأمر. |
Sadece bize bir iyilik yap ve bırak, tamam mı? | Open Subtitles | فقط اصنع لنا معروفاً ودعنا ، مفهوم ؟ |
ve bırak kendi hayatına devam etsin. | Open Subtitles | ودعه يعود إلى حياته. |
Söylediğim gibi yap ve bırak. | Open Subtitles | واترك كل شيء لي.. |
Nefes al ve bırak. | Open Subtitles | تنفسي واطلقي |
Yakalığını çıkar Amanda ve bırak gitsin. | Open Subtitles | فكي طوقها يا أماندا و دعيها ترحل |
Güzel. Onu düşük sıcaklığa koy ve bırak kaynasın. | Open Subtitles | جيد ، ضعيها على نار هادئة ودعيها تنضج ببطء |
- Ayarla ve bırak? | Open Subtitles | " مجموعة وننسى ذلك" ؟ |