Deneyimlerinizi Ve bazen de ideolojilerinizi pratiğe dökmelisiniz | TED | ينبغي أن تواصلوا التجارب، وأحيانا يتحتم على الأيدلوجيا أن تتلاشى لأجل التطبيق العملي. |
Gece, okyanus mezardaki piyanomu düşünüyorum Ve bazen de kendimin onun üzerinde yüzdüğünü. | Open Subtitles | في الليل أتخيل البيانو الخاص بي يسبح في قبر وأحيانا أجد نفسي تعوم أعلى منه |
Gece, okyanus mezardaki piyanomu düşünüyorum Ve bazen de kendimin onun üzerinde yüzdüğünü. | Open Subtitles | في الليل أتخيل البيانو الخاص بي في قبره بالمحيط وأحيانا أجد نفسي أطفو أعلى منه |
Barlarda bazen insanlar bir şeyler söyler Ve bazen de konuşan viskidir. | Open Subtitles | في الحانات أحياناً يتفوّه الناس بأشياء و أحياناً تكون من آثار الويسكي |
Tecavüze uğruyor, dövülüyor Ve bazen de öldürülüyorlar. | TED | بعضهم يتعرض للاغتصاب، الضرب وأحياناً القتل مع |
Gülüyorum, çünkü bak hayat değişik anlardan oluşur Ve bazen de gülme anı gelir. | Open Subtitles | هكذا فقط الحياة مليئة بلحظات مختلفة و أحيانا تضحكين هكذا تماما مثل العطس |
Ve bazen de Millicent Hala vardı... köpeki için bütün komşuların seslerini indirmişti. | Open Subtitles | وأحيانا كانت هناك العمّة ميليسنت التي شعرت ببعد عن الممرضة التي تنزّل كل نغمة الحي |
Ben senin en büyük Ve bazen de tek hayranınım. | Open Subtitles | ... أنا مِن أكبر المعجبين بك , وأحيانا أكون الوحيد |
Yeni yıl kararlar getirir Ve bazen de itiraflar. | Open Subtitles | يجلب العام الجديد القرارات وأحيانا حتى البوح |
belki düşünmek istersin, çünkü... biliyorum ben pek ele avuca sığmam ve... nevrotiğim Ve bazen de... çok buyurgan oluyorum, öyleyim ama... | Open Subtitles | يمكنك التفكير في الامر ,لانه لأني اعرف اني حفنة مشاكل عصبية ، وأحيانا |
Senin durmadan konuşmanı Ve bazen de birlikte konuşmayı çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا أحب ذلك عندما تتحدث بدون توقف.. .. وأحيانا ، في واحدة من محادثاتنا.. |
Pekala, Daha önce de söylediğim gibi, insanlar yatırımlar yaparlar. Bazen kazanırlar Ve bazen de kaybederler. | Open Subtitles | حسناً، كما قلت سابقاً عندما يقوم الناس باستثمارات،أحيانا تنجح وأحيانا تفشل |
Bazen bizim işimizde birkaç önemsiz veya hileli ödenek durumları olmaktadır, Ve bazen de biz, yasal ve daha zaruri ödeneklere öncelik sağlayabilmek için bu türde bir dil kullanmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | حسناً , أحياناً نتلقي بعض المطالبات التافهة و النصّابة خلال عملنا و أحياناً نضطر لاستخدام مثل هذه اللهجة |
Bazen zamanında yaparsın Ve bazen de yapamazsın. | Open Subtitles | أحياناً يمكنك القيام بذلك بالوقت المحدد و أحياناً لا يمكنك |
Sinüslerine yerleşip ağrı, halsizlik, süt rengi gözyaşı Ve bazen de utanma azalması ve yanlış kararlar almaya yol açar. | Open Subtitles | يتحول إلى جيوب كثيرة ...ألم، هزل، دموع لبنية ...و أحياناً نقص التركيز و الحكمة |
Aile, komşu, yurttaş olarak birbirimizin varlığını gözlemler Ve bazen de gözardı ederiz. | TED | كآباء وجيران ومواطنين، نشهد على بعضنا وأحياناً نتجاهل بعضنا في الوجود. |
Eğer bu askerler görevde ölürse eşlerini Ve bazen de çocuklarını sınır dışı ediyoruz. | TED | وإذا قتل هؤلاء الجنود، نقوم بترحيل زوجاتهم وأحياناً أبناءهم. |
Gerçek ne olursa olsun birbirleriyle kavga edip dururlar, Ve bazen de Ricki, dedesini bir daha asla göremez. | Open Subtitles | يظلوا يتشاجرون مهما كانت الحقيقه و أحيانا ريكى لا تتمكن من رؤيه جدها ثانيه ابدا |
Evet. Bazen o kız, Ve bazen de sen, ve bazen ikiniz de kızsınız. | Open Subtitles | هو بنت ، وانت بنت واحيانا يكون كلاكم بنات |
Sadece akrobatik uçuş yapacağım zamanlar gergin oluyorum Ve bazen de bu gerginliğimi başkaları üzerine kusuyorum. | Open Subtitles | انهفقط... عندما يكون عندي عرض, اكون عصبيا جدا و احيانا اخرج هذا على بعض الاشخاص |
Ayna Boyutu'nu eğitim, denetleme Ve bazen de tehditleri hapsetmek için kullanırız. | Open Subtitles | نستعمل بعد المرايا للتدرب، و المراقبة و في بعض الأحيان لاحتواء تهديدات |
Öğrenmeye isteklidirler Ve bazen de bildiklerini göstermeye heveslidirler. | TED | إنهم توّاقون إلى التعلّم، وأحيانًا يتوقون إلى إثبات ذكائهم. |
Karşılığında ise bedava yiyecek ve barınak Ve bazen de ailelere aylık ödenen bir maaş bağlıyor. | TED | وفي المقابل، يقدمون لهم طعام مجاني ومأوى وبعض الأحيان يدفعون للأسر راتب شهري. |
Küçük damlalı, yakan yağmur, eski büyük damlalı yağmur, yandan gelen yağmur Ve bazen de alttan yağıyormuş gibi yağan yağmur. | Open Subtitles | المطر اللاسع الصغير جداً والمطر الثقيل القوى والمطر العنيف جداً |