Öncelikle, otururlar ve belirli bir grup hastanın klinik sorununu bulalım derler. | TED | أولًا يجلسون ويقولون هيا بنا نحدد المشكلة سريريًا بين مجموعة معينة من المرضى |
Neredeyse bir kamçı vurulmuş gibi ve belirli bir noktada nehrin yolunu kesiyor. | TED | إنها مثل منحنيات السوط وينفصل عن مسار النهر في نقطة معينة. |
Tüm fikirleri, hayal ve felsefesi bu çocuk tarafından bir köyde esinlenildi ki belirli bir kokuyu koklayarak büyüdüğü, belirli bir ses duyduğu, ve belirli bir düşünceyi düşünerek büyüdüğü. | TED | كل أفكاره وخياله وباطنه والماوراء والفلسفة استلهمها من هذا الطفل الجالس في القرية التي تربى فيها على رائحة معينة على صوت معين على فكرة معينة |
Şu ana kadar size gösterdiğim her şey ki bunlar Yo-Yo Ma için hyper-cello veya bir çocuğun sıkıştırmalı oyuncağı olabilir, yani müzik aletleri her zaman aynı kalır ve belirli bir sınıf insan için virtüöz veya çocuk için mesela önemlidir. | TED | كل ما قمت بعرضه لكم -- سواء كان الكمان الخارق ليو يو ما أو أداة النفخ لطفل -- هذه الأدوات تبقى كما هي وتظل قيمة لفئة معينة من الشخص أو الموهوب أو الطفل |