2015 yılı, önemi ve benzer zorlukları açısından 1945'e benzeyen bir yıl. | TED | 2015 هو عام مشابه في أهميته وحتى عام 1945، مع تحديات مماثلة وإمكانية مماثلة. |
Eğer küresel resimden arkaya doğru geri çekilirsem ve benzer zaman aralıklarının içerdiklerine bakarsak teknoloji ile ilgili olarak -- bir alet olarak tasarım için bir araç ve ben bizim bu tecrübelerimizi bir şirket olarak değerlendiriyorum ve bu projelerden küçük seçmeler size örnekledim -- pekala bu teknolojiyi nasıl ölçeceğiz? | TED | إذا تراجعت عن تلك الصورة العالمية، ونظرت إلى التداعيات في فترة زمنية مماثلة من ناحية التكنولوجيا -- التي كأداة هي أداة للمصممين، واستشهد بتجربتنا كشركة، وأوضح ذلك عن طريق اختيار صغير للمشاريع -- ومن ثم كيف تقيس ذلك التغير للتكنولوجيا؟ |
Otodo Gbame, Monaco'nun nüfusunun dörtte üçü ve benzer sahil kenarı lüks potansiyeliyle 100 yıllık bir balıkçı köyü (Gülüşmeler) ilk hedef alınanlardandı. | TED | أوتودوغبامي، قرية صيد عمرها مائة عام وتعداد سكانها يمثل حوالى ثلاثة أرباع السكان في موناكو وإمكانات مماثلة للشاطئ الفاخر... (ضحك) فكانت واحدة من أول المستهدفين. |
Fakat ayaklananlar bugün aynı tür şikayetleri ve benzer talepleri paylaşıyorlar. | TED | لكن أولائك الذين ثاروا تقاسموا مجموعة مشتركة من الآلام ولديهم اليوم مطالب مشابهة. |
Örneği olası eşler ve benzer davalar için FBI'nın Fidye ve İstekler veri tabanında aratıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل علي العينة من خلال طلب قاعدة بيانات المباحث الفيدرالية من الممكن أن تطابق حالات جنائية مشابهة |
ve benzer şekilde duvara bir delik açtım. | TED | لكني بنيت فتحة في الحائط مشابهة. |
Harlan bölgesinde ve benzer yerlerdeki insanlara verdiği hasar ölçülemeyecek düzeydedir. | Open Subtitles | الخراب الذي تسببه على الناس في مقاطعة " هارلن " وأماكن مشابهة |
Tierra del Fuego da aynı şey olmadı benzer bir ada ve benzer insanlar | TED | لم يحدث في تيرا ديل فيوجو ( أرض النار ) -- جزيرة مشابهة, وأناس مشابهون |