"ve birdenbire" - Translation from Turkish to Arabic

    • وفجأة
        
    • و فجأة
        
    • وبعدها أصبحت
        
    • قد ظهروا
        
    ve birdenbire büyüyüp, kendi dairemin olması ve fatura ödemem gerekiyor? Open Subtitles وفجأة يجب أن أنضج وأحصل على شقّتي الخاصّة وأدفع فواتير ؟
    Beraber güzel vakit geçiriyorduk ve birdenbire benden kaçar oldu. Open Subtitles حسنا, لقد كنا نقضي وقتا جيدا سويا، وفجأة بدأ يتجنبني.
    Bu, nesneleri yukarıya göndermenin maliyetini iki sıfır atacak kadar düşürdü ve birdenbire deney yapmaya, biraz risk almaya ve birçok yeniliği gerçekleştirmeye gücümüz yetiyordu. TED وهذا يخفض من تكلفة وضع الأشياء في الفضاء بـ 100 مرة أقل، وفجأة استطعنا تحمل هذه التجربة، لتأخذ القليل من الخطر، ولتحقيق الكثير من الابتكار.
    ve birdenbire üzerime şafak gibi doğuyor. Bu Steve ve Vicky. Open Subtitles و , فجأة , كل شئ سقط علي انهم ستيف وفيكي
    ve birdenbire üzerime şafak gibi doğuyor. Bu Steve ve Vicky. Open Subtitles و , فجأة , كل شئ سقط علي انهم ستيف وفيكي
    Sarılı bir adam vardı ve birdenbire kendimi sokakta buldum. Open Subtitles وكان هناك رجل يرتدي أصفر وبعدها أصبحت في الشارع
    Işık topu yok oldu ve birdenbire binlerce insan ortaya çıktı. Open Subtitles الكرة المضيئة قد أختفت الآلاف من الناس قد ظهروا فجأة!
    Howard deneyi yapar, veriyi alır ve eğri üzerinde işaretler ve birdenbire fark eder ki, bu düzgün bir çan eğrisi değildir. TED يقوم هاورد بالتجربة , و يجمع البيانات , ويضعها فى منحنى بياني, وفجأة يكتشف انه لا توجد منحنيات
    1940'ların sonlarında, otomobilin çok popüler olduğu ve birdenbire, yürüyen yatak odalarına sahip olduğumuz döneme ne dersiniz? TED ماذا عن أواخر الأربعينيات من القرن الماضي عندما أصبح الهاتف الخلوي مشهور جداً وفجأة أصبح لدينا غرف نوم ملفوفة؟
    Kararlar alındı, teknolojiler gelişti ve birdenbire dünya değişti, muhtemelen herkes için kötü olacak bir şekilde. TED القرارات أتخذت والتكنولوجيا تطورت، وفجأة العالم يتغير، ومن المحتمل أن يكون بشكل سيءٍ للجميع.
    Örneğin bu, tabii ki en lezzetli pazarlama taktiklerinden birisidir, bir şeyin eskiden daha pahalı olduğunu söylersiniz ve birdenbire iyi bir fırsat gibi görünür. TED مثال، هذا ، بالطبع، أحدى الحيل اللذيذة في التسويق، أن تقول أن شيئاً ما كان عالياً، وفجأة يبدو مثل أنها صفقة جيدة جداً.
    Thornton Meydanı'nın köşesinde dikilmiş her iki yöne bakıyordum... ve birdenbire dostumuzun geldiğini gördüm. Open Subtitles كنت واقفا عند زاوية ميدان ثورنتون وانظر فى كلا الأتجاهين وفجأة , خمّن من الذى ظهر فجأة, انه صديقنا ثانية
    ve birdenbire, hiç de antik olmadığı dalgacı birinin arkeologları kandırdığı anlaşılıyor. Open Subtitles وفجأة يتضح أنها ليست فريده نهائيا أن بعض المهرجين خدع بها علماء الآثار
    ve birdenbire onu aşkla... sevmediğinden kuşku duymaya başlamıştı. Open Subtitles ‫وفجأة لم تكن متأكدة ‫من أنها لم تُغرم به ‫بحب لم تراه
    - Biz de beyin fırtınası filan yapıyormuşuz... ve birdenbire ataçlarımız bitmiş! Open Subtitles إذا، نحن صاحبتي الحلول الكبيرة وفجأة فرغنا من دبابيس الأوراق
    ve birdenbire şu hisse kapılırsınız: 1500 yıl önceki olayların bağlantılarını kurabilirsiniz. Open Subtitles وفجأة تحس بأن عليك ان تتخيل ان ذلك حدث منذ
    Ve bu adamın işini gördüğümde, tasarımda ne kadar kötü olduğumu fark ettim, ya da o zamanlar nasıl isimlendiriyorsam, ve birdenbire bir tür kariyer amacım oldu, bir tür sıcak takip. TED و عندما رأيت أعمال هذا الرجل أدركت كم كنت سيئا في التصميم أو أيا كنت أدعوه في ذلك الوقت و فجأة كان لي هذا الهدف في حياتي المهنية نوع من البحث الدائب
    Birinin senin oyuncak kutundan bir oyuncak aldığını görüyorsun ve birdenbire o oyuncağı istiyorsun. Open Subtitles تظن أن أحداً أخذ لعبة من الصندوق الرملي و فجأة تريدها
    Bu kişi kim olursa olsun, avukatı olaya el atar ve birdenbire şüphe oluşur. Open Subtitles مهمن يكن هذا الرجل, فمحامي الدفاع سيراوغ و فجأة سيظهر الشك
    ve birdenbire daha önceden uzanamadığım çanaklara uzanabiliyordum. Open Subtitles و فجأة اختلف كل شيء ويمكنني أن أصل إلى الأواني المعلقة فوق النطاق
    Sarili bir adam vardi ve birdenbire kendimi sokakta buldum. Open Subtitles وكان هناك رجل يرتدي أصفر وبعدها أصبحت في الشارع
    Işık yok oldu ve birdenbire binlerce insan ortaya çıktı. Open Subtitles الآلاف من الناس قد ظهروا فجأة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more