"ve birisi" - Translation from Turkish to Arabic

• وشخص ما
• وأحدهم
• و شخص
• وعلى أحدهم
• و احدهم
• و أحدهم
• وأمركِ أحدهم

Ortada yüklü miktarda kayıp para var, Ve birisi bunun için hapse girecek.
هناك الكثير من المال المفقود في الخارج، وشخص ما سيدخل السجن بسبب ذلك

Karnım sanki kütük yutmuşum Ve birisi onu ateşe vermiş gibi.
المعده اشعر وكانني ابتلعت قطعة خشب وشخص ما اشعل بها النار

Artık beraber oturmuyorlar, parçalandılar... Ve birisi diğeri hakkında birşey bilmez.
لم يعودوا يجلسون بمكان دائري بل بانعزال وأحدهم لا يعلم شيئا عن الآخر

iki patronum var Ve birisi karısına ayrıldığını söylemedi .
لدي مديران وأحدهم لم يخبر زوجته أنه مُجاز.

Bakalım, yaklaşık üç hafta boyunca birbirlerini görmeye oldum, bu itfaiyeci olmasa da Ve birisi, benim kim, demeyeceğim, kaçınarak onu alma Sonraki adım.
فلنرى ، أصبحوا يتواعدون منذ ثلاثة أسابيع و شخص ما ، لن أقول من هو عدا أنه ليس الإطفائي يتجنب أن يأخذها للمرحلة التالية

Beni dinlemediler Ve birisi öldü.
انهم لا يسمعون لى و شخص ما قتل. اتصل بالرئيس.

Ve birisi o salağı pataklayıp kendine getirmeli
وعلى أحدهم أن يفهم هذا الأحمق

Ben de o cinayeti yakalayamadım Ve birisi hapse girmedi.
و كما انني لم احل اللغز و احدهم لن يذهب للسجن

Bazı durumlarda cenaze olur, Ve birisi konuşur, herkes de, ne kadar iyi adamdın sen der... veya daha iyi durumlarda, herkes unutabilir.
فى أى حاله يوجد جنازة و أحدهم يلقى خطبه و يقول الجميع ... لقد كنت فتى طيباً

Size göre yolumu kaybettim, Ve birisi az sonra sahneye çıkıp beni koltuğuma nazikçe geri döndürecek.
تظنون أنني قد ضللت طريقي وشخص ما سيحل مكاني على المسرح خلال دقائق ويرشدني لمقعدي بكل لطف

Ve birisi, senin italyan ayakkabısı bağımlılığını karşılamalıydı.
وشخص ما كان يجب عليه أن يدعّم إدمانك للحذاء الإيطالي

3 yaşındaki çocuğumla parktan geçiyorum Ve birisi bana hey *** diye sesleniyor.
لدي طفله عمرها 3 سنوات مرت في الحديقه وشخص ما قال هاؤلا من الناس الذي يهتمون في المجتمع

Başkanımıza suikast düzenlediler Ve birisi bundan sorumlu tutulmalı.
لقد اغتالوا رئيسنا، وشخص ما يجب أن تتم محاسبته.

Bak, iki tane patronum var Ve birisi daha karısına açığa alındığını bile söylemedi.
لدي مديران وأحدهم لم يخبر زوجته أنه مُجاز.

Numarası burada var Ve birisi de lavaboya kusmuş.
هنا لدينا رقمُ هاتفه.. وأحدهم قد تقيأ في المغسلة.

Eğer krallar yerine köyüler doğurmuşolsaydın Ve birisi sana krallık teklif etseydi, bizden kurtulabilmek için,
لو أنك أنجبتنا فلاحين لا ملوك وأحدهم عرض عليك الملوكيه على شرط أن تتخلصي منا

Hiç şu hisse kapıldığın oluyor mu yani, nasıl söylenir kasabaya indiğinde Ve birisi sana baktığında...
هل جائك من قبل هذا الشعور؟ لا أعلم عندما تكون في البلدة و شخص ينظر لك بأرتياب؟

Ve birisi onu, yolun kenarına bir çöp torbası gibi bıraktı.
و شخص ما تركها على قارعة الطريقة كالقمامة

Joey'in uzatma kararını inceliyordu Ve birisi dosyanın içini boşalttı.
كانت تتحرى في عقوبة تمديد جوي و شخص ما أخذ محتويات هذا الملف

Ve birisi Victoria'nın Lobisini doldurmuş şimdi şu, ah, o ölmekte olan kocasıyla arası bozulmuş.
وعلى أحدهم ملأ الفراغ الذي خلّفته (فكتوريا) الآن بما أنّها مفلسة ومثقلة بزوج يحتضر

Ve birisi kanatlarıma meşrubat döktü.
و أحدهم سكب الصودا على أجنحتى

Eline bir silah aldın Ve birisi sana nerede duracağını söyledi.
أنتِ حملتِ سلاحاُ وأمركِ أحدهم أين تقفين