Arka pencereden tüymüş olabilirler... ve biz de burada maymun gibi pinekleyip duruyoruzdur. | Open Subtitles | لانه ممكن ان يخرجوا من النافذه الخلفيه ونحن لانزال نجلس هنا مثل القرود |
Bu nesneler buraya kesinlikle belirli bir sebeple koyulmuştur ve biz de buranın büyük bir mabet olduğuna eminiz. | Open Subtitles | هذه المصنوعات بالتأكيد ..كانت توضع هنا لسبب معين ونحن نثق تماماً إن هذا المكان ما هو إلا ضريح كبير |
- Halk onu insan olarak görmüyor onu Tanrı olarak görüyor ve biz de onu, onlara öyle sunduk. | Open Subtitles | إنه ينزف عندما طعن، شأنه شأن أي رجل الجمهور لا يرونه رجلاً، إنهم يرونه كإله، ونحن نقدمه بهذه الحال |
Evet öyle ve biz de sırrınızı merak ediyoruz. Sır falan yok. | Open Subtitles | أجل , أنتَ كذلك و نحن نتسائل فعلاً ما هو سرك ؟ |
Bizi aptal yerine koydu ve biz de buna izin verdik. | Open Subtitles | يجعلنا نبدو بـ مظهر الأغبياء ونحن نسمح له بـ فعل ذلك |
Dünya'nın füzeleri Eros'a geliyor ve biz de hedefleri işaretliyoruz. | Open Subtitles | صواريخ الارض تتوجه إلى ايروس ونحن ندل طريقها الى الهدف |
Lider oldular ve biz de kendi topluluğumuzda lideriz ve gelecek jenerasyonların umuduyuz. | TED | لقد كانوا هن القادة، ونحن قادة مجتمعاتنا والأمل لمستقبل الأجيال. |
ve biz de dünya üzerinde her yerde benzer öykülerle karşılaşıyoruz. | TED | ونحن نرى قصصا مماثلة من كل النقاط على الأرض. |
Ne var ki, iş o markaya darbe vurmaya geldiğinde, varsayalım teröristler Coca-Cola olsun ve biz de Pepsi, bizim Pepsi olarak Coca-Cola hakkında söyleyeceklerimize kimsenin inanacağını sanmıyorum. | TED | لكن عندما يتعلق الامر بالتقليل من قيمة العلامة التجارية، إن كان الإرهابيين هم شركة كوكا كولا ونحن شركة بيبسي، لا أظن أحداً سيصدق مانقول عن كوكاكولا، كوننا شركة مشابهة. |
Yani evet, mikroplar konuşuyor ve biz de dinliyoruz ve bize konuşuyorlar, oradaki büyük ağabeylerine karşı her seferinde bir gezegeni ve bir Ay'ı ele alalım. | TED | نعم، الميكروبات تتكلم ونحن نستمع، وهي تأخذنا، إلى كوكب في كل مرة وإلى قمر في كل مرة، نحو أخوتها الكبار هناك في الخارج. |
Çünkü hayat böyle ve biz de hayatın bir parçasıyız. | TED | هذا ما تفعله الحياة ونحن جزءٌ من الحياة. |
Ekonomistler, sosyologlar, filozoflar bunu anlamıştı ve biz de aktif olarak bir işbirliği arayışındayız. | TED | علماءُ الاقتصاد و باحثوا علم الإجتماع جميعهم يفهمون هذا، ونحن نبحث جديًا عن التعاون في هذا الشأن. |
Burası hariç, başka yerlerde övülen yurttaşlık idealleri bizi yıktı ve biz de bunu gördük. | TED | خذلتنا أي مثالية مدنية تم تمجيدها في هذه القاعة، ونحن نرى ذلك. |
Büyük Hadron Çarpıştırıcısının asıl amacı bu Higgs parçacığını görmektir ve biz de olacağından nerdeyse eminiz. | TED | الهدف الأساسي لصدامة الهيدروجين الضخمة.. لرؤية جسيم هيجس ونحن متأكدين الى حد كبير بأننا سنراه. |
ve biz de onları trol ağlarıyla doğal sistemlerin yerine geri koyabildiğinden çok daha hızlı şekilde sömürüyoruz. | TED | ونحن نحاول صيدهم بصورة أسرع من الأنظمة الطبيعية التي لا يمكن تعويضها. |
ve biz de onlara ancak neredeyse iç savaştan beri verdiğimiz şeyi verebiliyoruz. Bir sopa ve ucunda bir kanca. | TED | ونحن نفعل ،تقريباً، نفس الشي الذي مارسناه منذ الحرب الأهلية، قضيب وخطّاف. |
Bu zombileri kapıdan uzaklaştıracak ve biz de içeri gireceğiz. | Open Subtitles | الذي سيسحب الزى بعيدا عن الباب و نحن سنصبح بالداخل |
Bir foton, bundan başka bir hız bilmez ve biz de sıfırdan azami hıza anında ulaşan bir başka fenomenle karşılaşmış değiliz. | Open Subtitles | لا يعرف الفوتون أي سرعة أُخرى و نحن لم نجد ظاهرة تتسارع من الصفر إلى أعلى سرعة لحظياً |
Böylece, hiçkimse onunla dalga geçmez ve biz de hâlâ, gidip tatlı patates böreklerimizi alabiliriz. | Open Subtitles | هكذا لن يسخر أجد منها و نحن سنتمكن من الذهاب الى فطيرة البطاطس الحلوة |
Barış olsaydı, işe geri dönerdim... ve biz de anlaşma için yeniden konuşabilirdik. | Open Subtitles | لو حدث اتفاق سلام، فسأعود للعمل ويمكننا التحدث مرة أخرى عن عقد صفقة. |
ve biz de bu kavramı değişik bakış açılarından ele almaya çalışacağız. | Open Subtitles | و سنقوم بإكتشاف ذلك المفهوم من كل زاوية مختلفة بوسعنا دسّ أيدينا اللزجة الصغيرة |
Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin... ve biz de her akşam yaptığımız gibi okumaya... devam ederiz. | Open Subtitles | أنت توافقين على ضرورة الذهاب إلى المدرسة وسنواظب على القراءة كما سبق .... كل ليلة |
ve biz de bu konu hakkında hiç sorunumuz olmadığını konuştuk. | Open Subtitles | وتناقشنا حول ذلك , وبالمجمل لابأس |
ve biz de sadece bir kaç fotoğrafını çekeceğiz. | Open Subtitles | و سنأخذ لكِ بعض الصور فحسب |
dedik. Onlar da, "İstersen kazın" dediler. ve biz de aşağıya doğru değil, yukarıya doğru kazdık (panelleri kastediyor). | TED | ثم قالوا : " يمكنكم الحفر ، و قررنا أن نحفر للأعلى , بدلاً من أن الحفر للأسفل . |