Pat Metheny ve Jim Hall oradaydılar ve bizimle kayıt yaptılar. | TED | و بات ماثني و جيم هول كانا هناك وقاموا بالتسجيل معنا. |
Lopez ile konustum, ve bizimle muhbir olarak calismaya gonullu, | Open Subtitles | لقد تحدثت مع لوبيز، وانه على استعداد للعمل معنا مخبرا، |
ve bizimle fotoğraf çektirdiler. Çoğu müşterilere ağır televizyon setleri getirmek için arkaya | TED | والتقطوا صورا معنا. واخترع العديد منهم نكتا حول محاولتهم جلبنا للخلف |
Sonra dünyanın heryerinden insanları sistemleri kurmak ve bizimle deney yapmak için davet ettik. | TED | ومن ثم دعونا الناس من مختلف أنحاء العالم لتدريبهم وإجراء التجارب معنا. |
Asistanı buralarda olduğunu ve bizimle burada bulaşacağını söyledi. | Open Subtitles | قالت مساعدته أنه كان في الجوار وسيقابلنا هنا |
Onu arayabilirim ve bizimle şurada buluşabilir. Ne kadar uzaklıkta? | Open Subtitles | يمكن ان اتصل به وسيقابلنا هنا في "ناغاراك" |
üzerinde düşünün ve bizimle çalışın, ve bunun gibi iki tarafın da kazandığı sonuçlar doğurabilelim. | TED | فكّروا قليلاً وتعاونوا معنا فلربما نتكمن من ابتكار مثل هذه الحلول المفيدة لنا جميعاً. |
Gestapo, Onun karısı olduğumu bilseydi, benim ve bizimle çalışanlar için tehlikeli olurdu. | Open Subtitles | ولو علمت الجستابو بأني زوجته، لأصبحت في خطر، وكذلك من يعمل معنا. |
Gestapo, Onun karısı olduğumu bilseydi, benim ve bizimle çalışanlar için tehlikeli olurdu. | Open Subtitles | ولو علمت الجستابو بأني زوجته، لأصبحت في خطر، وكذلك من يعمل معنا. |
ve bizimle yatmak için bize para verirlerdi. | Open Subtitles | ومن ثم يمنحونا نقودهم ويذهبون للفراش معنا. |
Hala yaşadığına ve bizimle oynadığına göre herhalde iyi silahşörsün. | Open Subtitles | انا افترض بما انك لازلت على قيد الحياة وتلعب الورق معنا بانك جيد فى عملك |
# Yüce Tanrı'mızın tüm yarattığı varlıklar... # ...sesinizi yükseltin ve bizimle birlikte dua edin. | Open Subtitles | كُلّ مخلوقات ربنا و ملكنا ارْفعُ صوتَكَ و غني معنا |
O zaman bırak da mahkeme buna karar versin! Teslim ol ve bizimle gel! | Open Subtitles | إذا لندع المحكمة تقرر ذلك، إستسلم وعد معنا |
Sonrada gidip onu buldum ve bizimle yemek yemesi için ona para teklif ettim. | Open Subtitles | ذهبت ووجدته، وعرضت عليه المال ليأتي ويتناول العشاء معنا |
Gelinim, oğlum ve torunum var ve bizimle kalan akrabalarım... | Open Subtitles | وحفيد أيضا كما أن لدي بعض الأقارب يقيمون معنا |
Ailemize yeni katılan ve bizimle çok mutlu olacağını umduğum Grace'i bize gönderdiğin için de şükürler olsun. | Open Subtitles | و نشكرك على حضور جريس التى انضمت الى عائلتنا اليوم و نرجو ان تكون سعيدة معنا هنا |
Harika bir çevirmen, ve bizimle yatak odamıza gelip, umursayacak kadar utangaç değil. | Open Subtitles | إنها مترجمة رائعة. ولا تخجل في الدخول إلى غرفة النوم معنا |
Aslında öğle yemeğine gidiyoruz ve bizimle gelmek ister misin merak ettik. | Open Subtitles | في الواقع أردنا الذهاب لاحضار بعض الغداء وأردنا أن نعرف إن كنت ترغبين المجيء معنا |