"ve değerli" - Translation from Turkish to Arabic

    • وثمين
        
    • وقيمة
        
    • القيمة
        
    • وقيم
        
    • وثمينة
        
    • الأفاضل والأخوة
        
    Hepsi bu da değil, üstelik gayet canlı ve değerli bir atı çaldı. Open Subtitles لم يقتصر الأمر على ذلك، بل سرق حصان غالي وثمين أيضاً
    Hepsi bu da değil, üstelik gayet canlı ve değerli bir atı çaldı. Open Subtitles لم يقتصر الأمر على ذلك، بل سرق حصان غالي وثمين أيضاً
    Gerçek şu ki; ikinize de eşsiz ve değerli varlık demiş. Open Subtitles حقيقة انه قال لكن الاثنتان مخلوقات فريدة وقيمة
    Geçenlerde bu kitabı çıkardım, rekabetçi bir 21. yüzyıl ekonomisinde piyasanın (pazarın) değerli gördüğü şeyin nadir ve değerli şeyler üretme kabiliyeti olduğunu birçok farklı delille ortaya koyuyor. TED مؤخراً قمت بنشر هذا الكتاب الذي يعتمد على مختلف فصائل الأدلة لِطَرح تساؤل عن الإقتصاد التنافسي في القرن الـ 21، ما هي قيم السوق؟ هي القدرة على إنتاج أشياء نادرة وقيمة.
    Bunların içinde bir sürü oldukça karmaşık ve değerli malzeme gömülü, bu yüzden demontaj edilmelerini teşvik etmek için yollar bulmalıyız, çünkü aksi taktirde olan bu. TED هناك عدد من المواد المعقدة و القيمة موجودة داخل هذه الاشياء لذا يجب ان نجد طرق اخرى لتشجيع التفكيك لأن هذا هو ما يحدث خلاف ذلك.
    Bazı orkideler o kadar inandırıcı bir eş olurlar ki böcekler üzerlerine boşalır ve değerli spermlerini harcarlar. TED بعض الأوركيد يقيمون علاقات مقنعة جدًا لدرجة أن الحشرات تقذف عليها، وتضيع حيواناتها المنوية القيمة.
    Scott sadık ve değerli bir dostumdu. Open Subtitles سكوت كان صديق وفى وقيم
    Bu devirde tatlılık çok az rastlanır ve değerli bir özellik. Open Subtitles في هذا اليوم والزمان... اللطيف هو بضاعة نادرة وثمينة
    Başkan Yardımcısı Cheney, değerli kongre üyeleri, seçkin ve değerli yurttaşlarım: Open Subtitles نائبالرئيس(تشيني)أعضاءالجونجرس المواطنون الأفاضل والأخوة المواطنون
    Sinema sanatının bu toplumda... ciddi ve değerli bir sanat olarak gelişmesine imkan verdiniz. Open Subtitles لقد تبنيتم السينما لمدة طويلة... كفنّ جدي وثمين في هذا المجتمع
    Bu ağaçlar önemli ve değerli bir mahsul veriyorlar. Open Subtitles هذه الأشجار تنتج محصول مهم وثمين.
    Neyse, bu eski ve değerli bir şey. Open Subtitles بأيّ حال، إنه عتيق وثمين.
    Artık sen bu ekibin anlamlı ve değerli bir üyesisin. Open Subtitles أنت كبير وقيمة عضو في هذا الفريق.
    Gelip geçtiği için yaşamın ne kadar güzel ve değerli olduğunu biliyorlar. Open Subtitles يعرفون جمال وقيمة الحياة لأنها عابرة
    - Peki. Bu yumurtalar özel metal ve değerli taşlarla yapılmıştır. Open Subtitles الأثريات كلها مصنوعة من المعادن القيمة والمجوهرات الثمينة
    Bu adamlar erkekleri koli bandıyla sandalyelere bağlamışlar ve değerli eşyaların yerlerini söyleyene kadar da bunları ailelerinin gözleri önünde dövmüşler. Open Subtitles هؤلاء الأشخاص قيدو رجالاً بالكراسي وضربوهم امامَ ازواجهم واطفالهم حتى سلموا الموقع واشياءهم القيمة
    - ...ve değerli bir varlıksın Kelly. - ...ve değerli bir varlıksın Chelsea. Open Subtitles وقيم يا (كيلي) - وقيم يا (تشيلسي) -
    Çok nadir ve değerli bir şey. Open Subtitles -إنّها نادرة جدّا وثمينة جدّا جدّا .
    Başkan Yardımcısı Cheney, değerli kongre üyeleri, seçkin ve değerli yurttaşlarım: Open Subtitles نائبالرئيس(تشيني)أعضاءالجونجرس المواطنون الأفاضل والأخوة المواطنون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more