"ve diyor ki" - Translation from Turkish to Arabic

    • ويقول
        
    • وهو يقول
        
    • والان تقول
        
    Bu gece tiyatroda bir temsilci vardı, ve diyor ki bu oyunun Broadway için yeterince iyi olabileceğini düşünüyor. Open Subtitles كان هناك وكيل موجوداً هذه الليلة ويقول أنه يعتقد أن هذه المسرحية قد تكون جيدة بما يكفي لبرودواي
    Sonra bu adam ofisime geliyor ve diyor ki, aynı bankalar açgözlü davranıp piyasa durumunu takip etmeyi bıraktılar. Open Subtitles ثم هذا الرجل يأتي لمكتبي ويقول أن هؤلاء البنوك جشعون
    Son bir evlilik helikopteri kalmış ve o alçalıyor ve aniden sıkıcı bir adam ortaya çıkıyor ve diyor ki "Hadi, bekledikçe gençleşmiyorsun. Open Subtitles هناك طائرة زواج أخيرة تطير يخرج منها رجل ممل ويقول
    ve diyor ki, onlar Amerikalıları öldürmeyi çok istiyorlarmış. Open Subtitles وهو يقول بأنّهم يريدوا قتل الأمريكيين ببشاعة.
    ve diyor ki, onlar Amerikalıları öldürmeyi çok istiyorlarmış. Open Subtitles وهو يقول بأنّهم يريدوا قتل الأمريكيين ببشاعة.
    ve diyor ki, "Lütfen, lütfen gelin" Open Subtitles والان تقول "أرجوك، أرجوك تعالَ"
    ve diyor ki, "Lütfen, lütfen gelin" Open Subtitles والان تقول "أرجوك، أرجوك تعالَ"
    Dalgaları dinle, tanrıyı dinle. Bizimle konuşuyor ve diyor ki... Open Subtitles أنصت للأمواج وللإله، إنه يتحدث إلينا ويقول:
    Bunu gören herkes heyecanlanıyor ve diyor ki "Oh, bunu bunun ve bunun ve bunun için kullanabilirim" TED جميع من يرى هذا يصبح متحمس، ويقول: "أوه، يمكنني إستخدامها لهذا وهذا وهذا."
    Şefkat hakında düşünürken, aklıma birden çizgi filmin bir bölümü geldi. Kulubede uzanmış yatıyor, ve diyor ki, "İnsanların; komşularını kendilerini sevdikleri gibi sevmesi gerektiğini gerçekten anlıyorum ve takdir ediyorum. TED وبينما كنت افكر بموضوع التراحم تذكرت فورا واحدة من حلقات الكرتون والتي كان بها سنوبي جالسا ويقول لقد فهمت الامر وانا اقدر ذلك على الانسان ان يحب ل جاره ما يحبه نفسه
    Bundan emin ve diyor ki Orkide isimli istasyona gitmek zorundaymışız. Open Subtitles إنّه متأكّد، ويقول أنّ علينا الذهاب إلى محطّة تدعى "السحلبيّة" -وما "السحلبيّة"؟
    Bizim Bay Bankacı, şöyle bir etrafına bakıyor ve diyor ki "Ne sıkıcı bir hayatım var." Open Subtitles لذا فالمصرفي ينظر حوله ويقول "حياتي مملة للغاية"
    Prens Cazibeli elinden tutuyor ve diyor ki... Open Subtitles الأمير تشارمينج يُمسك يدك ويقول
    Peki ya şöyle birine ne dersin, örneğin, birisinin anne-babasına-- diyelim ki oğulları ABD ordusunda çalışıyor, ve diyor ki, "Biliyor musunuz, bu bulduğunuz şey, birilerinin teşviki ile bulunan bir şey aslında. TED وماذا ستقول , كمثال , أتعرف , والد شخص ما -- الذي يخدم إبنه في الجيش الأمريكي , ويقول , " أتعرف , لقد وضعت شيئاً له حساسية حيث أن شخص آخر له حافز مسبق لنشر هذا الشيء إلى العلن.
    Tamam, Dylan sana geliyor ve diyor ki, "sen korkunç bir şarkı yazarısın" Open Subtitles إذاً، (ديلان) يتجه إليك ويقول: "أنت شاعر مريع"
    ve diyor ki, "başka evlatların da var, bir yada iki tane, Open Subtitles ويقول لديك أبناءاً غيري
    Ve sonra Miles, Tanrı onu korusun, dümdüz içeri kahrolası Üretim Müdürünün ofisine dalıyor ve diyor ki "Özür dilerim, ama bu program bok gibi." Open Subtitles ومن ثم اتى الينا ميلز بارك الله فيه الينا من مكتب ذلك المدير المعلون وهو يقول انا آسف لهذا البرنامج الاخرق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more