Dünya'da bulunan petrol ve doğal gazın tamamı Titan'daki rezervlerin yalnızca ufak bir kısmını oluşturur. | Open Subtitles | إن أخذت كل النفط و الغاز الطبيعي على الأرض فإنه سيوازي جزء بسيط من احتياطيات تيتان. |
Kısa bir süre içerisinde, gürültü , sallanma ve doğal gazın alevinden çıkan parlak ışıklara ilave olarak baş ağrısı, boğaz ağrısı, kaşınan gözlerden şikayetçi olamaya başladılar. | TED | خلال فترة قصيرة من الزمن، بدأوا في الشكوى من الصداع، ومن أوجاع الحلق وحساسية العيون، بالإضافة لتداخل الضوضاء والإهتزازات والأضواء الساطعة من حرق الغاز الطبيعي. |
Örneğin Avusturalya demir cevheri ve doğal gazın ihracı konusunda Çin'e son derece bağımlı. | TED | أستراليا , كمثال , تعتمد إعتماداَ كبيراَ على تصدير خام الحديد , الغاز الطبيعي للصين . |