"ve dokuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • وتسعة
        
    • و تسعة
        
    Gözyaşı bombasının dumanları dağıldığında... 31 mahkûm ve dokuz rehine ölmüştü. Open Subtitles وعندما زال الغاز مسيل الدموع. واحدٌ وثلاثون سجيناً وتسعة رهائن قُتلوا.
    ve burada x ekseni üzerinde iki, üç, dört, beş, altı aylık ve dokuz ve 24 aylığa kadar olan aralığı görüyorsunuz TED وما تراه هنا على محور السينات هو أطفال بسن شهرين, ثلاثة, أربعة, خمسة, ستة وتسعة, إلى حوالي سن الأربعة وعشرين شهرا,
    bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı ve yedi ve sekiz ve dokuz ve on. Open Subtitles واحد واثنين وثلاثة وأربعة وخمسة وستة وسبعة وثمانية وتسعة وعشرة.
    Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz ve dokuz. Open Subtitles واحد، اثنان، ثلاثة، أربعة‪,‬ خمسة، ستة، سبعة، ثمانية و تسعة.
    Darling Live-- Dört Spor Stadyumu üç gösteri sahnesi, ve dokuz konser salonu. Open Subtitles دارلنغ , مباشرة اربعة ملاعب رياضية ثلاث مدرجات و تسعة صالات مسرحية
    Fıstıklı çikolata, küçük çikolatalar, dört şişe şarap, yarım şişe rom ve dokuz kraker. Open Subtitles شوكولاته بالفستق وألواح من الشوكولاتة الصغيرة أربعة زجاجات نبيذ، نصف زجاجه شراب روم وتسعة معجنات مقرمشه
    Altı Poitou keçisi, dört Vanoise dağ keçisi, on beş Larzac koyunu ve dokuz, on, on iki Jura yaban koyunu. Open Subtitles ستة من الماعز.. أربعة خراف الشامواه وخمسة عشر نعاج وتسعة..
    On iki yıl, sekiz ay ve dokuz gün. Open Subtitles إثنا عشر عاماً ، وتسعة أشهر ، وعشرة أيام
    Anne olmak, sadece yumurta sperm ve dokuz ay beklemek değildir. Open Subtitles الأمومة تحتاج لأكثر من بويضة وحيوان منوي وتسعة أشهر كلودي
    Eşi Susan ile birlikte dört çocuk ve dokuz torun sahibi olmuşlar. Open Subtitles كان لديه هو وزوجته سوزان أربعة أطفال وتسعة أحفاد.
    Böylece bu altı ayın ve dokuz tane ard arda gelen yalan makinesi testinden sonra, "Hey, herşey yolunda." TED وبذلك بنهاية ستة أشهر من هذا وتسعة اختبارات متوالية بجهاز كشف الكذب، قالوا: "كل شيء على مايرام"
    Yedi Gorgonit ve dokuz insan. Open Subtitles سبعة سكام جورجان وتسعة أشخاصِ.
    Kadının altı gazetesi ve dokuz radyosu var Open Subtitles تَمتلكُ ستّ صُحُفَ وتسعة محطاتِ إذاعة.
    E.B.'da iletişim kurduğumuz kişi ısrarla bize "Yüz ve dokuz bin dolar"... - ...ödeyeceğini söyleyip duruyordu. Open Subtitles مُمثل إتصالنا بوزارة الطاقة ظلّ يقول أنّه سيدفع لنا "مئة وتسعة آلاف دولار".
    ve dokuz taze portakal suyu. Open Subtitles وتسعة عصائر كريب طازجة
    Bira, bir kova but ve dokuz tane sihirli parmak. Open Subtitles وتسعة أصابعِ سحرية
    Moskova'nın 6,500 kilometre ve dokuz saat dilimi doğusunda. Open Subtitles يفصلها مسافة 6400 كيلومترٍ وتسعة مناطقٍ زمنية إلى شرق (موسكو)
    - Dört ve dokuz. - Bunların ne olduğunu çözememiştik. Open Subtitles إنها أربعة و تسعة لم نفهم ماذا يعني ذلك
    Yedi ve dokuz. Open Subtitles سبعة و تسعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more