Onların merakı insanların dünyayı algılama biçimini değiştirdi ve dolayısıyla dünya değişti. | TED | وفضولهم هذا غير طريقة تفكير الناس عن العالم. وبالتالي هذا ما غير العالم. |
Sebepleri çok karışık ve dolayısıyla bipolar bozukluk teşhisi ve deneyimi de çetrefilli. | TED | الأسباب معقدة، وبالتالي فإن تشخيص اضطراب ثنائي القطب والتعايش معه يشكل تحدٍ. |
Bu denge tedavisi, beyindeki anomalileri aşağı çekerek ve dolayısıyla aktif olan sinir bağlarını güçlendirerek etki gösterir. | TED | تعمل مثبتات المزاج تلك عن طريق خفض النشاط غير الطبيعي في الدماغ، وبالتالي تعزز الوصلات العصبية القابلة للحياة. |
Bunun sonucunda, tüm istihbarata rağmen rejim gerçek problemlerini analiz edemedi ve dolayısıyla bunlara çözüm de getiremedi. | TED | النتيجة كانت أنه رغم كل تلك المعلومات، لم يستطع النظام تحليل مشاكله الحقيقية ولذلك لم يستطع حلها. |
ve dolayısıyla biz başka tür bir fleksibilite sunuyoruz, biz ona "bölümlendirilmiş fleksibilite" diyoruz. | TED | ولذلك نقترح نوعا مختلفا من المرونة شئ ندعوه بــــ المرونة المجزأة |
ve dolayısıyla kaderler sadece yanlıştır, her nasıl bükülüp eğilseler de. | TED | ولذا فالمصائر نادراً ما تكون خاطئة، غض النظر عن التقلبات والرياح. |
O dünyayla ve dolayısıyla kendimizle irtibatı kopardık. | Open Subtitles | فقدتم الصلة مع هذا العالم و بالأحرى مع أنفسنا |
Vücut üzerinde yeni algılayıcı öğeler -- tırnaklarınızda saç büyütebilirsiniz, ve dolayısıyla bazı parçacıkları başka bir insandan alabilirsiniz. | TED | محسوسات جديدة عل الجسم فيمكنك تنمية شعر على أظافرك وبالتالي الحصول على بعض الجزيئات من شخص آخر |
ve dolayısıyla su bulunuyor ki bu da canlı hayatının büyük ihtimalle var olduğunu gösteriyor. | TED | لذا فإن هناك مياه ، وبالتالي هناك احتمال كبير بوجود فرص للحياة كالتي لدينا. |
Basitçe, aynı diyetin daha kaba olması, daha iyi gelişmiş bir sindirim sistemi ve dolayısıyla daha sağlıklı bir hayvan sağlayacaktır. | TED | ببساطة حقيقة أن النظام الغذائي نفسه أكثر خشونة سيؤدي إلى جهاز هضمي أكثر تطوراً، وبالتالي حيوان أكثر صحة. |
Büyük miktarlarda antibiyotik kullanmak, bakterilerin antibiyotiklere maruz kalmasını ve dolayısıyla direnç geliştirme fırsatını artırır. | TED | استخدام الكثير من المضادات الحيوية يزيد من تعريض البكتيريا لها وبالتالي فرصتها لتطوير المقاومة. |
Kısacası, en yakın yaşadığımız türlerle birlikte patojenleri ve dolayısıyla hastalıkları paylaşıyoruz: yani hayvanlarımızı. | TED | باختصار، تنتشر فيما بيننا مسببات الأمراض وبالتالي تنتشر الأمراض مع الكائنات القريبة منا: كالماشية |
Ölü cilttir, ve dolayısıyla, bu gibi benzeri güçlü maddelerle işlenmediğinde, ayrışıp çürümesi normaldir. | Open Subtitles | انه جلد ميت، وبالتالي من الطبيعي أن تتحلل وتتعفن ما لم تعالج بمواد قوية مثل هذه. |
Eğer sürü ile beraber hareket etmiyorsanız, bir Amerikan düşmanı ve dolayısıyla bir şüpheli haline geliyorsunuz. | Open Subtitles | التغيير الغير محكم إذا لم تمش مع التيار ، فأنت ضد الأمريكيين ولذلك ستكون مشتبه فيه |
Yani şu an için tamamen faydasızsın ve dolayısıyla öğleden sonra evime gelmemen için mazeretin yok. | Open Subtitles | لذا فأنت في تلك اللحظة عديم الجدوى بشكل كامل ولذلك لن يكون لديك أى عذر في عدم القدوم إلى منزلي بعد الظهيرة |
Son kitabım Şii-Sünni ihtilafının hikayesi üzerineydi ve bu nedenle İslam tarihi üzerine yakından çalışmalar yapmıştım. Bu nedenle Kuran'da sıklıkla atıfta bulunulan olaylar ve dolayısıyla Kuran'ın referans çerçevesi hakkında bilgi sahibiydim. | TED | كان كتابي الأخير عن قصة الانقسام بين السنة والشيعة، ولهذا كنت قد درست التاريخ الإسلامي القديم عن كثب، ولذلك كنت أعرف الأحداث التي يشير اليها القرآن باستمرار، وإطارها المرجعي. |
ve dolayısıyla İnternette yaşadığımız patlama-çöküş için en cezbedici benzetmenin altına hücum olduğunu düşünüyorum. | TED | ولذلك أظنّ أن التمثيل الرائع لعملية الرواج والكساد التي اجتذبتنا إلى شبكة الإنترنت . . . هي نفسها هَجْمَة الذهب. |
Bu dönüşüm asıl şeklin alanını ikiye katladı ve dolayısıyla şunu öğrendik ki; üçgenin alanı, dikdörtgenin alanının ikiye bölünmesine denktir. | TED | الآن هذا التحويل ضاعف هذا مساحة الشكل الأصلي، ولذلك لقد تعلمنا للتو أن مساحة المثلث تساوي مساحة هذا المستطيل مقسومة على اثنين. |
Dizilim bu şekilde ve dolayısıyla sanatsal bir izlenimim var. | TED | واذا هذا نوع التسلسل ولذا عندي رسم خيالي لهذا. |
ve dolayısıyla biyo-yenilenme açık bir şekilde bunlar gibi organizmalardan geliyor. | TED | ولذا ، الفائدة الواضحة من هذا هي المعالجة البولوجية والتي تنتج من كائنات مثل هذه. |
Geçtiğimiz son 2 yılda 5000'den az sayıda mikrobik tür karakterize edildi ve dolayısıyla biz de bununla ilgili bir şey yapmak istedik. | TED | أقل من 5000 من الكائنات المايكروسكوبية تم وصفها خلال السنتين الماضيتين، ولذا فقد قررنا فعل شئ حيالها. |