Ülke daha zenginleşirken, işsizlik yükseldi ve insanların konaklama ve eğitim gibi meseleler hakkındaki tatminleri düştü. | TED | بينما تصبح الدولة أفضل ماديا، ارتفعت في الحقيقة البطالة وتراجع بسرعة رضاء الناس عن أشياء مثل الإسكان والتعليم. |
Size hepimizin önemsediğini düşündüğüm iki alandan örnekler göstereyim: Sağlık ve eğitim. | TED | واسمحوا لي أن أقدم لكم بعض الأمثلة من نوعين من المجالات التي أعتقد أننا جميعا نهتم لها: الصحة والتعليم. |
Bu toplamda hemen hemen ülkenin... ...yıllık sağlık ve eğitim bütçesinin iki katı. | TED | وهذا ما يقرب من ضعف ميزانية الصحة والتعليم السنوي في البلاد جنبا إلى جنب. |
Çocuk yaşta evlilik yoksulluk, sağlıksızlık ve eğitim eksikliği döngüsünü devam ettiriyor. | TED | زواج الأطفال يطيل الدورة الخبيثة للفقر والمستوى الرديء للصحة و نقص التعليم. |
Topluluk çalışmasının önemli bir parçası, plaj temizliği ve eğitim programlamasıdır. | TED | الجزء المفتاحي في العمل المجتمعي هو تنظيف الشاطئ. و برمجة التعليم |
İlk olarak, dünyanın tüm insanlara yeterli yiyecek, temizlik ve eğitim sunmak için yollar araması gerekecek. | TED | أولاً على العالم أن يبحث عن طرق لتأمين غذاءٍ كافٍ وصرفٍ صحي وتعليم لكل الناس . |
Burada beslenme ve aile planlamasında doğum öncesi bakım ve eğitim alıyorlar. | TED | هنا يحصلون على الرعاية قبل الولادة والتدريب في مجال التغذية وتنظيم الأسرة. |
- Hastalara internet erişimi vermeyiz. Kullanımlarına açık bilgisayar labında sadece oyunlar ve eğitim CD'leri vardır. | Open Subtitles | نحن لا نسمح للمرضى بولوج الإنترنت ، فهم يستعملون مختبر الحاسوب بصرامة للألعاب و تشغيل الأقراص التعليمية |
Turizm bunlardan sadece bir tanesi, bunun yanı sıra medya ve eğitim de var. Merak ediyor olabilirsiniz, turizm gerçekten bir şeyleri değiştirebilir mi? | TED | السياحة كانت واحدة منها، كما كان الإعلام والتعليم أيضًا، قد تتساءلون، أحقًا ذلك، أيمكن للسياحة أن تحدث فرقًا؟ |
Örnek olarak, ruh sağlığı ve eğitim. | TED | على سبيل المثال: الصحة العقلية والتعليم. |
Dünya geneline nasıl anlayış ve eğitim getiririm ve yine de farklılıklarımıza saygı gösteririm? | TED | كيف يمكنني أن أجلب الوعي والتعليم لكافة أنحاء الأرض مع احترام كافة أشكال اختلافاتنا؟ |
Bu yüzden, bunun araştırma ve eğitim ile çözebileceğimiz bir problem olduğuna inanıyorum. | TED | ولذا فإنه من خلال البحث والتعليم أؤمن أننا سنقوم بحلها |
Siyamatiği şifa ve eğitim amaçlı da kullanabiliriz. | TED | ويمكننا أيضاً إستخدام سيماتكس للعلاج والتعليم. |
ve eğitim teknoloji ile birleşince, çözüm için büyük bir umut kaynağı oluşturur. | TED | والتعليم والتكنولوجيا معاً يشكلون مصدرا عظيما للأمل |
Bilirsiniz onyıllarca onyıllarca ve onyıllarca süren bir propaganda ve eğitim alırız bize belli bir şekilde düşünmemizi öğreten. | Open Subtitles | وبعد ذلك يسمى الاستقلال. تعلمون بذلك منذ عقود وعقود وعقود بالدعاية والتعليم |
ve eğitim teknolojisi ve dijital, otomatik, yanlışa toleranslı, en az derecede girişimsel, bağlı ve kendi kendini düzenleyen pedagoji. | TED | وتكنلوجيا التعليم وطرق التدريس هي رقمية، آلية تلقائية، متسامحة، غازية بحد أدنى، متصلة، وذاتية التنظيم. |
bu bağlanmamış dünyanın küçük bir segmentini alalım, ve eğitim pazarı diyoruz | TED | دعونا نأخذ جزء بسيط من هذا العالم الغير مربوط, ونطلق عليه سوق التعليم. |
Dünyanın her yerinde siyahi kızlar özgür olmak için mücadele ediyor ve eğitim için güvenli bir alanın verdiği vaatlere dahil olmak için savaşıyor. | TED | وحول العالم، تكافحُ الفتيات السوداوات لكي يراهنَ الآخرين وهن يعملن لنيل حريتهن ويكافحن لكي يُشملنَ إلى مشهد الوعد بأن المكان آمن لتوفير التعليم لهن. |
Kültürler, milletler, bireyler, sosyal sınıflar ve eğitim seviyelerine göre farklılık gösteren bir şey bu. | TED | أنها تتفاوت بين الثقافات وبين الأمم، بين الأفراد، بين الطبقات الإجتماعية، بين مستويات التعليم. |
Bizim sağlık, yiyecek ve eğitim getirmemiz gerekir Tanrının tüm insanlarına, tüm çocuklarina saygi duymamiz, ebedi anneyi hatirlayarak. | TED | نحتاج ان نوفر الصحة الطعام و التعليم و الاحترام لكل مواطني الرب متذكرين الام الابدية |
- Evet işletme ve eğitim psikolojisi üzerine çift mastır yapıyorum. | Open Subtitles | - نعم. تخصص في شيئين.. الإقتصاد وتعليم علم النفس. |
Ve eğer markete gitmek istiyorlarsa, fon ve eğitim incelemesi yapmak zorunda kalacaklarının farkında olacaklardı. | TED | وقد يكونون على علم بأنه عليهم تمويل عمليات الفحص والتدريب إذا كانوا يريدون ولوج تلك السوق. |
Yapmaya çalıştığım şey, bilgisayar sistemleri, eğlence sistemleri ve eğitim sistemleri tasarımcılarının karşılaştıkları problemleri arayüz çeşitliliği bağlamında örneklendirmek. | TED | مرة اخرى،ما أحاول فعله هو توضيح انواع المشاكل التي اعتقد انها تواجه مصممين انظمة الكمبيوتر واساليب الترفيه الحديثة والانظمة التعليمية من منظور جودة تلك الواجهات |