"Alnına dudaklarımı bastırdığımda baharın o ılık gecesinde, Denise ve Gary'e gittiğimde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissettim. | Open Subtitles | عندما ضغطت شفتيها على جبينه " وذهبت مع " دينيس وغاري إلى ليلة ينابيع دافئة |
Tamam, bak, sana Al ve Gary'i tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | حسنا انظر أريد أن اعرف على على آل وغاري |
"İlk Yanıt"ı arayın, bir an önce başlayın Mike ve Gary'nin izinini geri almalıyız. | Open Subtitles | لذا اتصل بـ"أول رَدّ، " إبدأْ هذا الشيءِ. ويجب علينا أن ننهي إجازة مايك وغاري. |
Lorraine ve Gary. | Open Subtitles | يا يا لورين وغاري |
ve Gary, benzetme yapmaktan vazgeçer misin? | Open Subtitles | وغاري نعم |
İşiyle ve Gary'yle olanlar... | Open Subtitles | ووظيفتها وغاري |
Jem. ve Gary. | Open Subtitles | وغاري. |
(Kahkaha) (Alkış) Kendimi ithal edemeyeceğimin farkına vardım. Akron, Ohio, Detroit, Michigan ve Gary, Indiana gibi şehirlerde o yerlere inanan ve güvenen insanlar halihazırda var olduğunu, zaten o yerleri güzelleştirmeye çalıştıklarını, ama çoğu zaman, bir yere tutkulu olan insanların güzel şeylerin olmasını sağlamak için gerekli kaynaklardan uzak ve bazı şeyleri gerçekleştirebilecek insanlardan kopuk olduğunu anladım. | TED | (ضحك) (تصفيق) وما وجدته هو أنني لم أستطع تصدير نفسي، أن ما يبدو ضروريًا في مدن كآكرون وأوهايو وديترويت وميشيغان وغاري وإنديانا هو أن هناك أناس في هذه الأماكن يؤمنون فعلًا بها، يموتون فعلًا من أجل جعلها جميلة، وأنه غالبًا، هؤلاء الناس الشغفون بالمكان لا يملكون الموارد الضرورية لصناعة أشياء مذهلة، أو ليسوا على تواصل مع فريق من الأشخاص الذين يستطيعون صناعة أشياء مذهلة. |