"ve geleceği" - Translation from Turkish to Arabic

    • ومستقبله
        
    • ومستقبل
        
    • والحاضر
        
    • و المستقبل
        
    • والأذكى من
        
    • والمستقبل
        
    Yalnızca bize dünyamızla ilgili anlattıkları şeyler için değil bütün Evren'le ilgili, onun geçmişi ve geleceği ile ilgili anlatabilecekleri şeyler için. Open Subtitles ..ليس فقط لأنها تخبرنا عن أسرار عالمنا بل لما يمكنها أن تخبرنا به عن الكون كله .عن ماضيه ومستقبله
    "Bir Noel Şarkısı" türü bir şeyler yapmak istiyoruz... böylece ona geçmişi, bugünü ve geleceği... üzerinden yaptığı yanlışları gösterebiliriz. Open Subtitles , uh و، كُلّ ذلك، نحن wanna يَعمَلُ a شيء نوعِ ترتيلةِ ميلاد... حيث نُشوّفُه خطأَ طرقِه... خلال ماضيه، هديته ومستقبله.
    Ve bu hazine ailelerimizin ve çocuklarımızın yaşamı ve geleceği. Open Subtitles وهذا الكنز هو حياة ومستقبل عائلاتنا وأطفالنا.
    Ben geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği sömürmek ve suistimal etmek adına teknolojiyi kötüye kullananlardan dünyayı korumaya yemin ettim. Open Subtitles لقد اقسمت ان احمي العالم منهم من عساه يحتكر التكنولوجيا ليغيّر ويستغل الماضي والحاضر والمستقبل
    Esas itibarıyla geçmişi, şimdiyi ve geleceği aynı anda görebilir hale geliyorsunuz. Open Subtitles أيّ أنّك تستطيع في الجوهر، رؤية الماضي، الحاضر و المستقبل في آنٍ واحد.
    Pike hep senin en iyi ve geleceği en parlak olanlardan biri olduğunu söylerdi. Open Subtitles لطالما أعتقد بأنك الأفضل والأذكى من رجالنا
    Ve hayattaki tecrübelerimden bir çok insan yeniliği, bir sonrakini, yeni olanı ve geleceği istediğini söylüyor. TED وما واجهته في حياتي هو أن العديد من الناس يقولون بأنهم يريدون الابتكار، وأنهم يرغبون في القادم، والجديد والمستقبل.
    - Chuck kalbini sana açtı ve geleceği artık senin ellerinde. Open Subtitles (تشاك) شرح لكِ قلبه ومستقبله بين يديك
    Bir de Michael ve geleceği var. Open Subtitles هناك (مايكل) ومستقبله.
    Böylece her bir gözlemcinin kekin içinde geçmiş, bugün ve geleceği oyduğu kendi dilimi var. Open Subtitles لذا كل مراقب سيحصل على شريحة مختلفة، يقطعه الى ماضي، حاضر ومستقبل.
    Müziğin geçmişi, bugünü ve geleceği olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه ماض, وحاضر, ومستقبل الموسيقى.
    Bu defterde Oz'un geçmişi, bugünü ve geleceği bulunur. Open Subtitles إنهُ يسجل ماضي (وحاضر ومستقبل (أوز
    Onlar zamanın sınırlarını aşarlar, geçmişi, şimdiyi ve geleceği ve bizim gerçek ya da hayal ürünü kahramanlarla kendi aramızda benzerlikler bulmamıza izin verirler. TED يمكنها أن تتجاوز حدود الزمن، الماضي والحاضر والمستقبل، وتسمح لنا بتجربة أوجه التشابه بيننا ومن خلال الآخرين، الحقيقيين والمتخيلين.
    Sonunda bir ev boyunda olan, geçmiş, şu an ve geleceği örmekle sorumlu örümcek öne çıkıp hikâyenin bir parçası olmaya karar veriyor. TED وفي النهاية، فإن العنكبوت العظيم الذي بلغ حجمه حجم منزلٍ والمسؤول عن حياكة الماضي والحاضر والمستقبل قرر القدوم والانضمام إلى القصة.
    Geçmişi, şimdiyi ve geleceği yaşayacağım. Open Subtitles سوف أعيش في الماضي والحاضر والمستقبل
    Geçmişi, günümüzü ve geleceği aynı anda yaşamaya başladı. Open Subtitles الماضى و الحاضر و المستقبل كلهم موجودين فى وقتٍ واحد
    Beynimiz zamanı bu şekilde algılar bu sayede geçmişi, günümüzü ve geleceği birbirinden ayırt edebilir. Open Subtitles عقولنا تنظر إليه بهذه الطريقة فحسب ...لذا يمكننا التفريق بين الماضى و الحاضر و المستقبل
    ve geleceği. Open Subtitles و المستقبل
    Pike hep senin en iyi ve geleceği en parlak olanlardan biri olduğunu söylerdi. Open Subtitles لطالما أعتقد بأنك الأفضل والأذكى من رجالنا
    Burası Çin'in geçmişi ve geleceği arasındaki en büyük çelişkilerin görülebileceği yerdir. Open Subtitles هذه المنطقة التي تعرض المقارنة الأعظم الصين بين الماضي والمستقبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more