Bana kızma, ve gerçekten üzgünüm ama onları ayarlayan bir nevi bendim. | Open Subtitles | حسناً, لا تغضبى وأنا حقاً آسفة ولكن أنا نوعاً ما قدمتهم لبعضٍ |
ve gerçekten de bir çözüm bulabileceğinden gerçekten de umutluyum. | Open Subtitles | وأنا حقاً آمل بأن.. تنجح للخروج بحل من هذه الكارثة.. |
ve gerçekten, insanlar, bu sonuçların bazılarındaki nedensel bağlantıları gayet iyi biliyorlar. | TED | وبالفعل ، الناس تعرف جيداً أن هناك روابط واضحة جداً بين عدم المساواة فى بعض من هذه النتائج. |
O an, hatalı işleyen bir zihne sahip olmanın neler hissettirdiğini ilk öğrendiğim andı. ve gerçekten zihin sağlığı savunucusu olduğum zamandı. | TED | هذا عندما أدركت مباشرةً ما يمكن أن تشعر به عندما يصيبك عطل في العقل. وهذا عندما أصبحت حقًا المدافع عن صحة الدماغ. |
ve gerçekten, bu işe yani internet arşivine çok katkısı olmuş olan Alexa Internet sitesi öncü oldu. | TED | و في الواقع, كان موقع أليكسا رائداً الذي تبرع بالمجموعة لأرشيف الشبكة |
Haksızda sayılmazdı, çünkü Marcus'da PP de çalışıyordu, ve gerçekten benimle aynı işi yapıyordu. | Open Subtitles | وهذا يبدو منطقيا ماركوس أيضا يعمل في بي بي وفي الحقيقة يقوم بنفس العمل الذي اقوم به |
Sonra çocuklarla bunun hakkında konuştuk, ve gerçekten çocuklarımızı bölgesel besinlerle beslemeye başladık. | TED | اذن تحدّثنا الى أبنائنا عن هذا وحقاً بدأنا باطعام الأولاد , طعام محلّي |
Ancak hızlı hareket eden ülkeler ve Güney Kore gibi yavaş başlayanlar bile hala telafi edebiliyorlardı ve gerçekten başarılı oldular. | TED | لكن الدول التي تحركت سريعاً، وحتى من بدأ ببطء مثل كوريا الجنوبية، وما زال بوسعهم تعويض ذلك، وقاموا بعمل جيد بالفعل. |
Oğluma söz verdim ve gerçekten onu kırmak istemiyorum. | Open Subtitles | وعدت ابني، وأنا حقا لا أريد أن أخيب ظنه. |
Kafamın üzerinde yukarıda Kafamın üzerinde yukarıda Havada müzik duyuyorum havada müzik ve gerçekten inanıyorum Gerçekten inanıyorum oralarda bir yerde Cennet var. | TED | فوق رأسي فوق رأسي أسمع موسيقى في الهواء موسيقى في الهواء وأنا حقاً أعتقد حقاً أعتقد أن هناك جنة في مكان ما. |
Kafamın üzerinde yukarıda kafamın üzerinde yukarıda Havada şarkı duyuyorum havada şarkı ve gerçekten inanıyorum Gerçekten inanıyorum orada bir yerde Cennet var. | TED | فوق رأسي فوق رأسي أسمع غناءً في السماء غناءً في السماء وأنا حقاً أعتقد حقاً أعتقد أن هناك جنة في مكان ما. |
ve gerçekten tuvalete gitmek zorundayım. | Open Subtitles | وأنا حقاً يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى الحمّامِ. |
Şimdi büyümüş olan üç harika çocuğu yetiştirmekte hayat ortağımdı ve gerçekten benim kadınımdı, biliyor musunuz? | TED | كانت شريكتي في تربية ثلاتة أطفال رائعين، والآن هم راشدون، وبالفعل كانت فتاتي، أتعلمون؟ |
Nolywood, ilk kez var olan, Afrikalı film yapımcılarından oluşan ve gerçekten, gerçekten, Afrika hikâyeleri anlatmakta son derece sorumlu bir okul. | TED | نوليوود وللمرة الأولى، هناك مدرسة لصانعي الأفلام من الأفارقة الذين يرغبون حقًا في قول القصص الأفريقية. |
ve gerçekten, General Tso bir resimdir. | TED | و في الواقع ، تلك كانت صورة للجنرال تسو . |
ve gerçekten seninle tanışmak istiyor. Londra'da kimseyi tanımıyor. | Open Subtitles | وفي الحقيقة يريد أن يقابلك هو لا يعرف أي شخص في لندن |
Ama her neyse, böylesi dolu bir salon görmek harika, ve gerçekten Herbie Hancock ve meslektaşlarına böyle harika bir sunum yaptıkları için teşekkür etmeliyim. | TED | لكن على أي حال، إنه لعظيم رؤية هذا المسرح الملئ، وحقاً ينبغي علي شكر هاربي هانكوك وزملاؤه لمثل هذا التقديم العظيم. |
ve gerçekten de, sorumun olası bir cevabı, bizi gerçek anlamda yeni evrenlere açabilir. | TED | و بالفعل, اجابة ممكنة لسؤالي تفتح أكوان جديدة, حرفيا. |
Üzgünüm, şovunu kaçırdım ve gerçekten çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأني فاتني موعد البرنامج وأنا حقا آسفه |
Yani bazen kendimi yalıtılmış gibi hissediyorum, ama çoğu zaman kendimi bu etkin sürece bağlı ve gerçekten de ilgili hissediyorum. | Open Subtitles | في الواقع, أشعر أحيانا بنوع من الإنعزال و لكن معظم الوقت, أشعر بالترابط حقا حقا, كأنني, منشغل بهذه العملية الحيوية |
İkimiz de hemşireyiz ve gerçekten bu konuyu anlayabilmek istiyorum. | Open Subtitles | انظري، كلتانا ممرضتان و انا حقاً اريدُ ان افهم هذا |
Kıç tekmeleme, adam öldürmeden sorumluydu ve gerçekten ne zaman ondan övünsem hoş karşılamaz ama inanılmaz ötesidir. | Open Subtitles | كان المسئول عن القتل أولا ثم طرح الأسئلة وهو حقاً لا يحب أن أتفاخر به ولكنه بيضة ممتازه |
ve gerçekten, üstünde iyi durmuş. | Open Subtitles | و صراحة القول أنه يبدو رائعاً عليك. |
Bu çok uygunsuz bir durum olur ve gerçekten... | Open Subtitles | كان هذا موقف عصيب بالنسبة لنا جميعاً وانا حقاً لا أريد ان اطيل الامر |
Vancouver'a gidiyoruz, ve gerçekten de çok minnettarız. | Open Subtitles | نحن في طريقنا إلى فان كوفر وأنا فعلاً أقدر هذا |
Toplu ulaşımı kullanıyorum ve gerçekten hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لقد استخدم وسائل النقل العام و أنا حقا أحب ذلك |