"ve haklısın" - Translation from Turkish to Arabic

• وأنت محق
• وأنتِ محقة
• أنت على حق
• وأنت صحيح
• وأنت على حق
• وأنت مُحق
• وانت محق

Kereste atölyemde ellerimle yaptım, Ve haklısın gerçekten mükemmel.
مصنوعة يدياً في مستودعي الخاص وأنت محق .. إنّها جميلة

Ezra ihtiyacımız olana sahip biriydi, Ve haklısın artık buna ihtiyacımız yok.
أن عزرا كان مجرد شخص لديه شيء كنا بحاجة اليه وأنت محق ، لسنا بحاجة اليها بعد الأن

Ve haklısın Peyton da öyle.
وأنت محق من المحتمل بيتون أيضا ميتة

Elbette güveniyorum. Ve haklısın, gerçekten haklısın.
بالطبع أثق بكِ وأنتِ محقة تماماً

İtiraz şu; " Cal, diyelim kabul ettim Ve haklısın, bu bir temel teknoloji değil.
الاعتراض كالتالي؛ "كال، أتفق معك، ربما أنت على حق هو ليس تكنولوجيا أساسية.

Ne düşündüğünü biliyorum Daphne. Ve haklısın.
أَعْرفُ ما أنت تَعتقدُ، وأنت صحيح.

Daha önce arkadaş olmamıza gerek yok dedin Ve haklısın da.
لقد قلت مسبقاً لانحتاج لنكون أصدقاء وأنت على حق

Sürekli zengin adamlardan para dilenirdim, Ve haklısın.
كان علىّ التوسل إلى الأغنياء من أجل المال طوال الوقت ، وأنت مُحق

Bunu her zaman söylüyorsun Ve haklısın.
تطلب مني ذلك دائماً وأنت محق

Söylediklerini düşünüyordum Ve haklısın.
كنتُ افكّر في كلامك وأنت محق

Değil, kesinlikle değil. Ben... Söylediklerini düşünüyordum, Ve haklısın.
كنت أفكر فيما قلتَه وأنت محق

Ve haklısın.
وأنت محق أنا لم أكن أنام

Ve haklısın, çöplüğün içinde yaşıyoruz.
وأنت محق نحن نعيش في قذارة

Tadına baktım Ve haklısın.
لقد تذوقته، وأنت محق.

Bana uyar. Ve haklısın.
هذا يناسبني وأنتِ محقة

- Söyleyeceğim şey bu değildi. - Bu gerçek. Ve haklısın.
إنها الحقيقة، وأنتِ محقة.

Ve haklısın da.
أنت على حق ، أيضا.

Hayır, makbule geçti, Ve haklısın da.
لا, أنا أقدّر ذلك وأنت على حق

Benim adım Jamal al-Asiri Ve haklısın, sadakatlilerden biri benim.
إسمي "جمال الأسيري" وأنت مُحق ، أنا من المسلمين

Seni öldürmeyeceğimi düşünüyorsun, Ve haklısın.
انت تفكر بأنني لن اقتلك وانت محق في ذلك