Bu sadece duygu ve hareket kaybı değil. | TED | وهذا لا يقتصر فقط على فقدان القدرة على الحركة والإحساس. |
Eğer bunu tekrar tekrar yapmak için bir senaryo hazırlamak istersem, şuradaki elemanları dışarıya koyuyorum ve hareket ettiriyorum. | TED | سأقوم بكتابة بعض الأوامر لتكرار تلك الحركة مرة بعد مرة. فقط أقوم بسحب هؤلاء لأدعهم ينطلقون. |
Sentetik bacaklarıma dokunduğumda veya hareket ettirdiğimde normal dokunma ve hareket hisleri duymuyorum. | TED | فمثلًا عندما ألمس وأحرك أطرافي الاصطناعية، لا أستشعر أحاسيس اللمس والحركة الطبيعية. |
Fakat başlangıçta bu ölçekte taşınırlık ve hareket yeteneğine bakmak için hile yapıyor ve mıknatısları kullanıyoruz. | TED | لكن من أجل تهيئة التنقل والحركة لمثل هذا الحجم من الروبوتات نقوم بالاحتيال واستخدام المغناطيسات. |
Her şeyin yolunda olduğunu söyleyemem ama nefes alıyor, konuşuyor ve hareket ediyordu. | Open Subtitles | حسناً ,أنا لم أقول أن كل شئ أصبح على ما يرام لكنها كانت تتنفس وتتحدث وتتحرك |
Pekala, çocuklar, eşyalarınızı toplayın ve hareket edin! | Open Subtitles | حسنا، يا رفاق إجمعوا أشيائكم و تحركوا |
Çocuklar bir yer hayal ettiğinde, tasarımlarına mutlaka eğlence, oyun ve hareket katarlar. | TED | عندما يُبدع الأطفال بتصميم فضاء ما، فهم غالبًا ما يدخلون المتعة واللعب والحركة في تصاميمهم. |
Ancak üste yaklaştıkça duman hızlanır, dengesizleşir ve hareket şekli kaotik bir şeye dönüşür. | TED | لكن كلما اتّجهنا نحو الأعلى، يبدأ الدّخان في التّسارع ويفقد استقراره، ويصبح نمط الحركة أشبه بالفوضى. |
17. yüzyılda Newton, uzay ve zaman ve hareket vesaire ile ilgili düşünme biçiminde devrim yaptı. | TED | الآن، في القرن السابع عشر، ، كانت هناك ثورة في تفكير نيوتن عن الفضاء و الوقت و الحركة و هلّم جراً .. |
Ancak kameraları ve hareket sensörlerini kapatacak kadar vaktimiz var. | Open Subtitles | نحن بالكاد تحققنا من الكاميرات ومجسات الحركة |
Ve vücudunun azami hız, güç ve hareket sağlayabilmesi için, rahatlamaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | وجسمك يحتاج للإسترخاء لتحقيق السرعه المثالية القوة و الحركة |
Kameralar, düzenli devriyeler ve hareket sensörleri var. | Open Subtitles | هناك كاميرات ، ودوريات أجهزة إستشعار الحركة |
ve hareket olanaksız olup, değişim de olanasızlaşacaktır. | Open Subtitles | ولا أحد يستطيع القيام بخطوات لا منتهية ولو كانت الحركة مستحيلة فإن التغير مستحيل كذلك |
Araştırmalara göre eğlence, oyun ve hareket yetişkinlerin de sağlıklı kalmak için ihtiyacı olan şeyler. | TED | ولكن تظهر الدراسات أن المتعة واللعب والحركة هي تحديدًا ما يحتاجها البالغ أيضًا حتى ينعم بصحة جيدة. |
Öyleyse, basılmış çizgi roman sayfalarına benzeyen çizgi roman sayfaları vardı ve bu sayfalara ses ve hareket eklediler. | TED | وكان ما فعلوه هو, الحصول على صفحات الرسوم المتمثلة كصفحات رسوم مطبوعة, ويضيفوا كل تلك الأصوات والحركة. |
Elbette müzik ve hareket arasındaki ilişki her zaman bu kadar açık değildir. | TED | ولكن بالطبع، فالتناغم بين الموسيقا والحركة ليس بهذه البساطة دائماً. |
Gelecek bin yıllar boyunca yeryüzündeki toprak parçaları gezintilerini yaparken yeni kıtalar oluşacak ve hareket edeceklerdir. | Open Subtitles | خلال الألفيّات القادمة، ستتشكل وتتحرك قارات غير مألوفة، بينما تستمر الصفائح في رحلتها. |
ama bu gercekten inanilmaz, bu kadar kücük bir sey, ve hareket ediyo...! | Open Subtitles | صغيرة جدا وتتحرك هذا ساخن,هذا ساخن حقا |
Tamam, yerinde kal ve hareket et, yerinde kal ve hareket et! | Open Subtitles | - (همهمات) - حسنا، العصا والتحرك، والعصا وتتحرك! |
Eğil ve hareket et, Gandhi. İşe böyle, işte böyle, dikkat et - ohhhh, eğil ve hareket et. | Open Subtitles | إنحنوا و تحركوا, (جاندي) هاهي, هاهي, إنتبه, إنحنوا و تحركوا, |