Kasın kondüsyonu ve hastaya geri naklettiğimizde ne yapacağını bildiği hakkında emin olmaya çalışıyoruz. | TED | فنحن نريد التأكد من أن نعود هذه العضلة بحيث تستطيع اداء مهمتها بمجرد وضعها في جسم المريض. |
Burada ne yapıyorsun? Yeni görevim düşman topraklarında seni izlemek ve hastaya söylediğin her şeyi kayıt altına almak. | Open Subtitles | مهمّتي الجديدة هي تعقبك بأرض العدو وتسجيل كلّ كلمة لكَ مع المريض |
Unutmuş görünüyoruz. Sanki bilgi patlamasıyla birlikte insan genomunun haritası ayaklarımıza kadar gelmişken, ritüelin hekim için duygusal bir temizlenme, hasta için ise gerekli olduğunu unutmuş olarak, ritüelin bir anlamı olduğunu ve hastaya ulaşacak tek bir mesaj olduğunu unutmuş bir şekilde büyük bir ihmalkarlığın içindeyiz. | TED | يبدو أننا قد نسينا -- وكأنه مع الانفجار المعرفي ووجود الجينيوم البشري واضحاً وفي متناول أيدينا، ركنا إلى عدم الإنتباه، ونسينا بأن هذا الطقس مطهر لنفس الطبيب، وضروري للمريض -- ونسينا بأن هذا الطقس له معنى ورسالة واحدة لإيصالها إلى المريض. |
Belli ülkeler kaliteli ve etkili bir matrise bağlı kalarak geri ödeme uygulamasına başladı. Günümüz sağlık hizmeti sisteminin yapısında öncelikle etkili bir şekilde hastalığın ortaya çıkışını önlemek ve hastaya uygulanan prosedürleri en etkili seçeneklerle sınırlamak için hekimleri teşvik eden çok az şey var. | TED | على الرغم من أن دول معينة قد بدأت بتطبيق أسلوب الدفع مقابل الأداء، مرتكزة على مبدأ الجودة والفاعلية، بشكل عام، فإن القليل جداً من أنظمة الرعاية الصحية اليوم مبنية لتحفيز الأطباء الممارسين عموماً على الوقاية الفعالة من المرض بالمقام الأول والحدّ من الإجراءات المطبقة على المريض لتقتصر على أكثرها فعالية. |