Şimdi hidrojen ve helyum gibi basit atomlar ortaya çıkıyor. | TED | و الآن تظهرذراتٌ بسيطة من الهيدروجين و الهيليوم. |
Birkaç dakika sonra, evrende hidrojen ve helyum oluştu. | TED | و بعد دقائق قليلة، وجد الهيدروجين و الهيليوم فى الكون. |
Yani buradaki işlem budur. Döteryum ve trityum bir araya gelir ve helyum 5'i oluşturur. | TED | لذا، تلك العملية التي تحدث هناك. يتجمع الديوتريوم والتريتيوم سويةً ويصنعان الهيليوم 5. |
Güneş yeterince çökünce kül yeniden alevlenir ve helyum yanıp Karbona dönüşür. | Open Subtitles | وعندما تنهار الشمس بما فيه الكفايه يشتعل الرماد مره أخرى ويتحول الهيليوم إلى كربون |
Biz, hepimiz, en eski hidrojen ve helyum karışımı, çok uzun bir süre boyunca evrim geçirip, nereden geldiğini sorgulamaya başladığında olanız. | TED | نحن ، جميعنا ، خليط أساسي من الهيدروجين والهيليوم والذي تطور بمرور الزمن لدرجة أنه بدأ يطرح أسئلة عن كيفية وجوده. |
Bu bölge öylesine yoğundur ki foton, sürekli Hidrojen ve helyum atomları gibi diğer parçacıklarla çarpışır. | Open Subtitles | وهي منطقة عالية الكثافة حيث يصطدم الفوتون باستمرار بالجسيمات الأخرى كالهيدروجين والهيليوم |
Bizimki gibi küçük gezegenlerin fazla hidrojen ve helyum tutmaya yetecek kütleçekimi olmaz, çünkü ikisi de çok hafiftir. | TED | الكواكب الصغيرة مثل كوكبنا لا تمتلك الجاذبية الكافية لتحتفظ بالكثير من الهديروجين أو غاز الهيليوم بما أن كلاهما خفيف جداً. |
Parlayan yakıt göstergesinin, reaktörün sızdırmasına neden olduğu sonucuna varabiliriz ve helyum tankının tıngırdaması, kontağın patlamasına neden olup oksijen seviyesini tüketiyor. | TED | إذًا يمكننا استنتاج أن مقياس الوقود المضيء يجعل المفاعل يسرب، بينما يجعل خزان الهيليوم المهتز المحرك ينفجر. ويتناقص مستويات الأوكسجين. |
ve helyum enerjisi yaratırlar. | Open Subtitles | وستطلق الطاقة على شكل الهيليوم |
ve helyum enerjisi yaratırlar. | Open Subtitles | وستطلق الطاقة على شكل الهيليوم |
Büyük Patlama'dan sonraki birkaç yüz milyon yılda muazzam hidrojen ve helyum bulutları yoğunlaşarak ilk yıldızları ve galaksileri oluşturdu. | Open Subtitles | بعد بضع مئات الملايين من السنوات من الإنفجار الكبير تكثفت سحابة شاسعة من الهيدروجين و الهيليوم إلى أولى النجوم و المجرات |
Böylece daha yoğun yerlerdeki yerçekimi hidrojen ve helyum atomlarından oluşan bulutları sıkıştırmaya başlıyor. | TED | إذاً، حيث كان لدينا مناطقٌ تزيد كثافتها بمقدارٍ طفيف، تبدأ (قوى) الجاذبية برَصِّ سُحب ذرّات الهيدروجين و الهيليوم. |
Bunun hidrojen için dakikada 180 kilo ve helyum için de dakikada neredeyse üç kilo olduğunu söylemiştim. | TED | لذلك، أخبرتكم أن ذلك يحدث بمعدل 400 رطل ل(الهايدروجين) كل دقيقة وتقريباً 7 أرطال ل(الهيليوم). |
Balonlar ve helyum. | Open Subtitles | و الهيليوم |
Hidrojen ve helyum Evren'in ham maddeleri. | Open Subtitles | من الهيدروجين والهيليوم المكونات الرئيسية للكون كله |
Çoğu evrenin başlangıcındaki Büyük Patlamadan arta kalan hidrojen ve helyum gazlarıdır. | Open Subtitles | معظمهم من الهيدروجين والهيليوم فقط الذي تخلف من بداية الكون في الانفجار الكبير |