"ve kültürel" - Translation from Turkish to Arabic

    • والثقافية
        
    • الثقافية
        
    • الثقافي
        
    • وثقافية
        
    • والثقافي
        
    Muazzam ticari ve kültürel çıkarımlara sahip inanılmaz derecede güçlü bir dinamik oyunda. TED ديناميكية قوية للغاية لها آثارها الضخمة التجارية والثقافية هي في الملعب.
    O yüzden bir tasarımcı olarak hitap ettiğiniz kitlenin görsel ve kültürel dil dağarcığına hakim olmak kesinlikle çok önemli. TED إذًا كمصمم، من المهم أن يكون لديه خلفية للمفردات البصرية والثقافية لجمهوره.
    Çalışmaları sayısız kısa öykü,roman, masaüstü oyunları ve kültürel simgeye ilham verdi. TED لكن عمله ألهم العديد من قصص قصيرة، روايات، وألعاب الطاولة، والرموز الثقافية.
    İroni oldukça aşikâr, teknik erişim hiç bu kadar büyük ve kültürel erişim hiç bu kadar zayıf olmamıştı. TED إن السخرية واضحة, الوسيلة التقنية لم تكن أقوى, الوسيلة الثقافية لم تكن أضعف.
    Hak yönetmeliği artık sadece sahip olmakla ilgili değil. Karmaşık bir ilişki ağı ve kültürel yapımızın önemli bir parçası. TED الآن، إدارة الحقوق لم تعد مجرد سؤال بسيط عن الملكية. إنها شبكة معقدة من العلاقات وجزء مهم من المشهد الثقافي.
    Sebeplerden bazıları, dang humması, hapse girme, askerlik görevi, dini ve kültürel sebeplerden kadınları fotoğraflanamamasıdır. TED حيث تشتمل على حمى الضنك، السجن، الخدمة في الجيش، والنساء اللواتي لا يُسمح بتصويرهن لأسباب دينية وثقافية.
    Mısır ve komşularının birçoğunda bu; siyasi, sosyal ve kültürel düşüncedeki daha geniş bir kapalılaşmanın sadece bir parçası. TED في مصر والعديد من جيرانها , وهذا التسكير جزء من التسكيرات الأوسع في الفكر السياسي والاجتماعي والثقافي .
    Sonra bunun sosyal, finansal ve kültürel faydalarını düşünün. TED لكن بعدها للنُعَدْد تلك الفوائد، الاجتماعية، الاقتصادية والثقافية منها.
    Birçoğu, Mezoamerikalılar ve kendileri arasındaki fiziksel ve kültürel farklılıkların kaynağı olduğuna bile inandı. TED حتى أن الكثيرون يعتقدون أنه كان مصدر الاختلافات المادية والثقافية بينهما وبين أمريكا الوسطى.
    Şu andan itibaren her görevin bilimsel ve kültürel değerlendirmesini de yapmamızı istedi. Open Subtitles قال ان نقدر القيمة العلمية والثقافية لكل مهمة من الان
    Kimin dünya çapındaki sosyal ve kültürel fenomenleri araştırıp spora vakti olur? Open Subtitles حسنا, ومن لديه الوقت للبحث بـ الظواهر الاجتماعية والثقافية في جميع أنحاء العالم والعمل بها؟
    Bence şimdi kitaplarla ilgili olan şey, teknolojimizin büyük bir kısmı, bilgimizin büyük bir kısmı, kişisel ve kültürel kayıtlarımızın büyük bir kısmı dijital formda olduğu için, bence kitabın gerçekten yeni bir şey hâline gelmesini sağlıyor. TED وأعتقد أن هذا ما يحدث مع الكتب الآن، مع تحول معظم تقنيتنا ومعلوماتنا ومعظم سجلاتنا الشخصية والثقافية لتصبح رقمية، أصبح بمقدور الكتاب ان يتحول لشيء جديد.
    AMBE'nin yaptığı gibi, ulusal ve kültürel engelleri aşmak için bilimi kullanmak istiyoruz. TED نريد أن نستخدم العلم لنتجاوز به الخلافات الثقافية و الوطنية كما يقوم به آيمز الآن
    Tecrübemden ötürü de torunlarım artık kendi ayakları üzerinde durma konusunda ve kültürel inançlara güvenmek yerine kendileri için düşünmek konusunda daha donanımlı. TED وبسبب تجربتي، فإن حفيداتي، هن الآن جاهزات أكثر مني للوقوف وحدهن و التفكير بأنفسهن دون الاعتماد على المعتقدات الثقافية.
    Biz yazarlar şüphesiz, hep öykü peşinde koşarız ama galiba suskunluk da ilgimizi çekiyor yani hakkında konuşmadığımız şeyler; politik tabular ve kültürel tabular. TED ككُتاب، دائمًا ما نبحث عن القصص، بالتأكيد، ولكن أعتقد أننا أيضًا مهتمون بالمسكوت عنه، بالأشياء التي لا نستطيع الحديث عنها، المحرمات السياسية، والمحرمات الثقافية.
    Kızların okula gidememe nedeni de açıkça görüldüğü üzere yoksulluk, sosyal ve kültürel etkenler. TED تظل الفتيات غير ملتحقات بالمدرسة بسبب الفقر، والعوامل الثقافية والاجتماعية.
    Şimdi hepimiz sosyal ve kültürel bir çeşit çemberin içinde yaşıyoruz. TED جميعنا نعيش داخل مايشبه الدائرة الاجتماعية الثقافية.
    Atinalılar'ın olağanüstü zaferi beraberinde kendine güveni ve kültürel gelişimi getirdi. Open Subtitles ولكن الإنتصار منح الأثينيين تدفقًا مدهشًا من الثقة بالنفس والتألق الثقافي
    Yazıyı çözmek, zihinsel bir bulmacadan ibaret olmayıp, Güney Asya'nın siyasi ve kültürel geçmişi ile derin bağlantıları olan bir soru durumuna gelmiştir. TED فك رموز النص ليس مجرد لغز فكري ؛ في الواقع لقد اصبحت سؤالا متشابك بعمق مع السياسة والتاريخ الثقافي لمنطقة جنوب آسيا.
    Bu gelişen zengin şehir, endüstriyel ve kültürel bir güç olacak. Open Subtitles هذا منصب لإزدهار مدينة وصنع قوة صناعية وثقافية
    Ayrıca ekonomik ve kültürel bir felaket. Open Subtitles كما إنها كارثة أقتصادية وثقافية.
    Dini liderlerin ve dini toplulukların, bu ülkenin ve dünyanın umutsuzca ihtiyaç duyduğu ruhsal ve kültürel değişimde öncülük yapma zamanları geldi -- sevgiye, adalete, eşitliğe ve herkes için haysiyete doğru bir değişim. TED لقد حان الوقت للقادة الدينيين وقادة الطوائف الدينية أخذ زمام المبادرة في التحول الروحي والثقافي الذي يحتاجه هذا البلد والعالم بشدة -- تحول نحو الحب، نحو العدالة ونحو المساواة ونحو الكرامة للجميع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more