Bu muhitlerde verilen zararlara, ziyanlara ve suçlara karşı hayal kırıklığı içinde ve kızgın bir haldeyim. | Open Subtitles | خائب الأمل وغاضب من الجريمة والتبديد والضرر الذي أصاب الكثير من الأحياء |
Seni terbiyesiz kız. Ama bu çok özel bir kedi özelliği gerektirir. Hırslı ve kızgın birisi olması gerekir. | Open Subtitles | يالكي من لطيفة , لكن هذا النوع من الفعل يتطلب شخص جسور وغاضب جدا |
Birimiz kaba, üzgün ve kızgın bir insana dönüştü. | Open Subtitles | واحدٌ منا لقد تحول الى لئيم , وشرير , وغاضب |
İncinmiş ve kızgın hissediyorum ve şu an biraz sarhoşum ve boktan davrandığını söylemek için buradayım. | Open Subtitles | شعــرت بالألم والغضب وفي هــذه اللحظة بدأت بالشــرب اذا أنا هنا لأخــبرك بأنك مقرف |
Hala gerçekten yaralı ve kızgın. | Open Subtitles | إنها مازالت مجروحة وغاضبة مني |
Tıpkı benim gibiydi. Yalnız, dışlanmış ve kızgın. | Open Subtitles | لقد كان مثلي، كان وحيداً، منبوذاً، وغاضباً. |
Bir adam, belki 40 yaşlarında ve kızgın. | Open Subtitles | ... رجل ... ربما في الأربعين من عمره، و غاضب |
Cennetin kutsal Tanrı'sı bizi büyük ve kızgın okyanustan geçirip tüm tehlike ve sefaletin arasından buraya ulaştırdın. | Open Subtitles | يا بارك الله في السماء، الذي جلب لنا أكثر من المحيطات الشاسعة وغاضب وخلصنا من كل الأخطار والشقاء منه. |
Korktuğunu ve kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أفهم بأنّك خائف وغاضب |
Gururlu, inatçı ve kızgın. | Open Subtitles | فخور , وغاضب وعنيد |
Adam çok zeki ve kızgın. | Open Subtitles | إنه ذكي جداً، وغاضب جداً |
Hayattan bezmiş ve kızgın biri olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لقد كنا نعتقد بأنك محبط وغاضب |
Bebeğim. Üzüldüğünü ve kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عزيزي، أعرف أنّك متألم وغاضب... |
Emil yeterince iyi ve kızgın görünüyor. | Open Subtitles | يبدو ان "ايميل" جيد وغاضب |
Sıkkın ve kızgın, lanet olası boynunu kırmak ister bir haldeyim, eskisi gibi. | Open Subtitles | أشعر بالملل والغضب وأُريد أن أدق عنقكِ كما كان الحال سابقاً |
Eğer ben kanser olmuş olsaydım üzgün ve kızgın olurdum bazen de herkesi pataklamaya çalışırdım. | Open Subtitles | لو كنت أنا المصاب بالسرطان لشعرت بالضيق والغضب ولتشاجرت مع الجميع معظم الوقت |
Mutsuz, depresif ve kızgın. | Open Subtitles | إنّها حزينة، مكتئبة وغاضبة |
ve kızgın, ben sadece çok korkuyorum. | Open Subtitles | وغاضبة وأنا... أنا خائفة للغاية فحسب |
Bu beni o kadar kalpsiz ve kızgın yapıyor ki. | Open Subtitles | وهذا يجعلني قاسياً وغاضباً جداً |
Babam işten döndü, yorgun ve kızgın. | Open Subtitles | عاد أبي من العمل متعب و غاضب. |
"Saldırgan ve kızgın değildir." | Open Subtitles | ولا يعاتب ولايستاء |
Yasaya uygun şeyler işler yapmak için önce yasayı hazırlamak gerekir Silahlı ve kızgın bir millet olamayız. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك قانونا لا يمكننا أن نحصل على أمه مسلحة و غاضبة |