"ve kızgın" - Translation from Turkish to Arabic

    • وغاضب
        
    • والغضب
        
    • وغاضبة
        
    • وغاضباً
        
    • و غاضب
        
    • ولا يعاتب
        
    • و غاضبة
        
    Bu muhitlerde verilen zararlara, ziyanlara ve suçlara karşı hayal kırıklığı içinde ve kızgın bir haldeyim. Open Subtitles خائب الأمل وغاضب من الجريمة والتبديد والضرر الذي أصاب الكثير من الأحياء
    Seni terbiyesiz kız. Ama bu çok özel bir kedi özelliği gerektirir. Hırslı ve kızgın birisi olması gerekir. Open Subtitles يالكي من لطيفة , لكن هذا النوع من الفعل يتطلب شخص جسور وغاضب جدا
    Birimiz kaba, üzgün ve kızgın bir insana dönüştü. Open Subtitles واحدٌ منا لقد تحول الى لئيم , وشرير , وغاضب
    İncinmiş ve kızgın hissediyorum ve şu an biraz sarhoşum ve boktan davrandığını söylemek için buradayım. Open Subtitles شعــرت بالألم والغضب وفي هــذه اللحظة بدأت بالشــرب اذا أنا هنا لأخــبرك بأنك مقرف
    Hala gerçekten yaralı ve kızgın. Open Subtitles إنها مازالت مجروحة وغاضبة مني
    Tıpkı benim gibiydi. Yalnız, dışlanmış ve kızgın. Open Subtitles لقد كان مثلي، كان وحيداً، منبوذاً، وغاضباً.
    Bir adam, belki 40 yaşlarında ve kızgın. Open Subtitles ... رجل ... ربما في الأربعين من عمره، و غاضب
    Cennetin kutsal Tanrı'sı bizi büyük ve kızgın okyanustan geçirip tüm tehlike ve sefaletin arasından buraya ulaştırdın. Open Subtitles يا بارك الله في السماء، الذي جلب لنا أكثر من المحيطات الشاسعة وغاضب وخلصنا من كل الأخطار والشقاء منه.
    Korktuğunu ve kızgın olduğunu biliyorum. Open Subtitles أفهم بأنّك خائف وغاضب
    Gururlu, inatçı ve kızgın. Open Subtitles فخور , وغاضب وعنيد
    Adam çok zeki ve kızgın. Open Subtitles إنه ذكي جداً، وغاضب جداً
    Hayattan bezmiş ve kızgın biri olduğunu düşündük. Open Subtitles لقد كنا نعتقد بأنك محبط وغاضب
    Bebeğim. Üzüldüğünü ve kızgın olduğunu biliyorum. Open Subtitles عزيزي، أعرف أنّك متألم وغاضب...
    Emil yeterince iyi ve kızgın görünüyor. Open Subtitles يبدو ان "ايميل" جيد وغاضب
    Sıkkın ve kızgın, lanet olası boynunu kırmak ister bir haldeyim, eskisi gibi. Open Subtitles أشعر بالملل والغضب وأُريد أن أدق عنقكِ كما كان الحال سابقاً
    Eğer ben kanser olmuş olsaydım üzgün ve kızgın olurdum bazen de herkesi pataklamaya çalışırdım. Open Subtitles لو كنت أنا المصاب بالسرطان لشعرت بالضيق والغضب ولتشاجرت مع الجميع معظم الوقت
    Mutsuz, depresif ve kızgın. Open Subtitles إنّها حزينة، مكتئبة وغاضبة
    ve kızgın, ben sadece çok korkuyorum. Open Subtitles وغاضبة وأنا... أنا خائفة للغاية فحسب
    Bu beni o kadar kalpsiz ve kızgın yapıyor ki. Open Subtitles ‫وهذا يجعلني قاسياً وغاضباً جداً
    Babam işten döndü, yorgun ve kızgın. Open Subtitles عاد أبي من العمل متعب و غاضب.
    "Saldırgan ve kızgın değildir." Open Subtitles ولا يعاتب ولايستاء
    Yasaya uygun şeyler işler yapmak için önce yasayı hazırlamak gerekir Silahlı ve kızgın bir millet olamayız. Open Subtitles يجب أن يكون لديك قانونا لا يمكننا أن نحصل على أمه مسلحة و غاضبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more