Şimdi dünyayı dolaştığınızda, sık sık yapıyorsunuz bunu, kadınların ve kızların yerini nasıl görüyorsunuz? | TED | على اعتبارك تدورين حول العالم بصورة مستمرة كما تقدرين فيما يخص منحى النساء والفتيات حول العالم ؟ |
İzninizle daha açık olayım: Bu kadınların ve kızların her şeyi düzeltmesi gerektiği anlamına gelmiyor. | TED | هذا لا يعني أن النساء والفتيات مسؤولون عن إصلاح كل شيء ، على الرغم من أننا ربما سنفعل. |
Eskilerde kimin ne düşündüğünü ve kızların dayanılmaz bulduğu şeyleri önemsemezdik. | Open Subtitles | بذلك الوقت لم نكن نهتم بآراء الآخرين والفتيات وجدوا فينا ذلك لا يقاوم |
Eğer cinselliği bütün sağlığımız ve iyiliğimizin bir parçası diye tanımlarsak kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da eşitliğe giden yoldaki bir sonraki önemli adımdır. | TED | وإذا قمنا بتعريف الجنس على أنّه جزءٌ من صحّتنا العامّة وسلامتنا، ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل تعتبر الخطوة التالية الهامّة لتحقيق المساواة. |
Oğulların ve kızların olur, onların da çocukları olur. | Open Subtitles | و سيكون لك العديد من الاولاد والبنات هم ايضا سينجبون المزيد من الاطفال |
Ve sen ve kızların da getto banyosunu alabilirsiniz. | Open Subtitles | وبعدها انت وفتياتك تستطيعون الذهاب الى حمام الحي اليهودي |
Herkes ondan korkardı, ve kızların hepsi ona aşıktı. | Open Subtitles | الكل كان يخاف من أخي والفتيات كلهم كانوا وقعين في حبّه |
Birkaç kızla birlikte oldum ve kızların evlenmeden önce tecrübeye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | ...أنا علمتُ أعمالاً متعددة والفتيات لسن بحاجة إلى الخبرة قبل أن يتزوجن |
Oğlanların ve kızların reddedilemez şekilde farklı biyolojileri var, ancak sosyalleşme farklılıkları abartıyor ve bu daha sonra kendini doğrulayan bir kehanete dönüşüyor. | TED | لا يمكن إنكار اختلاف الفتيان والفتيات بيولوجيًّا، لكن التنشئة الاجتماعية تبالغ في الاختلافات ومن ثم تصبح العملية تلقائية التطبيق في الواقع. |
Bu bağlantı üç ana alanı aydınlığa kavuşturuyor; kadınların ve kızların haklarını koruyabileceğimiz, toparlanmayi destekleyebileceğimiz ve aynı zamanda emisyonu azaltabileceğimiz bir yer. | TED | ثلاثة مجالات يمكننا فيها ضمان حقوق النساء والفتيات ، وتعزيز القدرة على الصمود ، وتجنب الانبعاثات في الوقت نفسه. و النساء هن المزارعات الرئيسيتان في العالم. |
Arabanın ve kızların getirdiği lüksün keyfini sürüyor olacağım. | Open Subtitles | سأستمتع فقط برفاهية السيارة والفتيات |
Evet. Bize Allen ve kızların tutulduğu yeri söyledi. | Open Subtitles | نعم لقد اخبرنا عن مكان الن والفتيات |
-Kim olduklarının bir önemi yok, senin ve kızların güvende olduğunu bilmem gerekiyor, şu an umurumda olan tek şey bu. | Open Subtitles | -لا يهم من هم , كل ما أريد سلامتك أنت والفتيات هذا كل ما يهمني الآن |
ve kızların matematik çözmesi mi? | Open Subtitles | والفتيات يقمن بالحسابات الرياضية ؟ |
Orada gördüğüm ve kızların tanıdığı tek polis... | Open Subtitles | لم أري شرطياً من قبل والفتيات... يعرفونهم |
Kadın ve kızların motive edilmesi mi sinir bozucu? Benim okulumun yapma şekli öyle. | Open Subtitles | ندوة للسيدات والفتيات وهيَ مزعجة؟ |
Bugün "aklın huzuru" için annelerin ve kızların gösterdiği çabalarını kutlamak için buradayız. | Open Subtitles | اليوم نحتفل بالجهود الدئوبة للأمهات والبنات معاً من أجل راحة البال |
Bugün "aklın huzuru" için annelerin ve kızların gösterdiği çabalarını kutlamak için buradayız. | Open Subtitles | اليوم نحتفل بالجهود الدئوبة للأمهات والبنات معاً من أجل راحة البال |
Onun ve kızların istediği mutfak tadilatı hakkında. | Open Subtitles | حولإعادةطلاءالمطبخ... . كما أرادت هي والبنات... |
Sen ve kızların. | Open Subtitles | أنت وفتياتك |