"ve karmaşık bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • ومعقدة
        
    • و معقدة
        
    • ومعقد
        
    Anlattıklarım hızlı ilerleyen, dinamik ve karmaşık bir durumun sadece bir parçası. TED وهذه مجرد صورة جزئية لوضعية سرعة الحركة ومعقدة.
    Uzun ve karmaşık bir dava dinlediniz. Open Subtitles لنتابع، لقد استمعتم إلى قضية طويلة ومعقدة.
    Yas tutmanın hassas ve karmaşık bir süreç olduğunu biliyorum. Open Subtitles أدرك أن الحزن على الفقيدة عملية حساسة ومعقدة
    Çünkü internet özgürlük isteği ile güvenlik talepleri arasında eski bir ikilemi derinleştiren yeni ve karmaşık bir ortam oluşturdu TED لأن الانترنت قد شكل بيئة جديدة و معقدة للمأزق القديم الذي يبحث بشدة طلبا للأمن مع الرغبة في الحرية.
    Ve hiç olmaması gereken şeyler yüzünden, hayatın zor ve karmaşık bir halde. Open Subtitles و حياتك صعبة الان و معقدة بطرق لا ينبغي ان تكون
    Bu Akranlar, Inc. konsepti zor ve karmaşık bir alan. TED مبدأ "شركة الأقران" هذه يوجد في عالم صعب ومعقد جداً.
    Öncelikle sineğin yeme davranışını yöneten genleri bulmak zorundasın ki bu zaten çok uzun ve karmaşık bir iş. TED أولاً، عليك أن تعرف أيّ الجينات تتحكم بما يريد الطائر أكله، وهو بالفعل مشروع طويل المدى ومعقد.
    Bu oldukça büyük ve karmaşık bir problem. Gerçekten yapabilir miyiz bunu? TED لكنها مشكلة كبيرة جدا, ومعقدة.
    Sinir ağlarını bunları tanımak için eğitmenin uzun ve karmaşık bir görev olduğunu düşünebilirsiniz ancak orada ne kadar verinin olduğunu ve modern bilgisayarların ne kadar çabuk işleyebildiğini fark edinceye kadar. TED قد تعتقد أن تدريب الشبكات العصبية للتعرف على هذه الأشياء سوف يكون مهمة طويلة ومعقدة حتى تدرك تمامًا كمية البيانات الموجودة هنالك، وكيف يمكن لأجهزة الحاسوب الحديثة معالجتها سريعًا.
    Biyo-moleküler şekil bozukluğu tedavisi zaman gerektiren çok hassas ve karmaşık bir işlemdir. Open Subtitles تركيب الجزيئ الحيوي عملية حساسة... ومعقدة جداً وتستلزم وقت.
    Şu an gergin ve karmaşık bir durumda olduğunuzu ve bunun yardımcı olmadığını tahmin edebiliyorum. Open Subtitles أخمن أن الأمور متوترة ومعقدة الآن -ولا يمكن أن يكون هذا مفيداً
    Sonra, uzun ve karmaşık bir süreçte, kabileler Çin ulusunu kurmak için birleştiler, Çin ulusu da Sarı Irmak'ın tamamını kontrol ediyordu ve baraj, kanal inşa edip ırmağı düzenlemek ve sel ve kuraklığı önleyerek refah düzeyini herkes için yükseltmek amacıyla yüz binlerce insanı bir araya getiriyordu. TED وبعدها بعد عملية طويلة ومعقدة اتحدت القبائل معا ليكونوا الشعب الصيني الذي حكم النهر الاصفر بأكمله. واستطاع ان يجمع مئات آلاف البشر لبناء السدود والقنوات وضبط معدل النهر وليمنع أسوأ الفيضانات والجفاف ورفع مستوى المعيشة للجميع.
    O mesele uzun ve karmaşık bir hikâye. Open Subtitles في الواقع، الآن هذه... قصة طويلة ومعقدة
    Sheldon'ın muhteşem ve karmaşık bir aklı var. Onunla ilişkide olmanın zorlayıcılığı anlaşılabilir. Open Subtitles يملك (شيلدون) عقلية ذكية ومعقدة من الطبيعي أن تكون العلاقة معه شاقة
    Oldukça uzun ve karmaşık bir süreçtir, ve bu belirli çarkın kusursuzca dengeli olması gerekmektedir. Open Subtitles من الممكن أن تكون عملية طويلة و معقدة "والعجلات الدقيقة هذه يجب أن تكون متوازنة تماما
    Bu uzun ve karmaşık bir hikaye. Open Subtitles انها قصة طويله و معقدة
    Yani sanıyorum ki, insan aklı ve çıkardığı anlam, çok basit kurallarla işleyen, büyük ve karmaşık bir sistemden yükseldi. Open Subtitles لذا أعتقد بأن العقل البشري والمعنى الذي يخلقه يأتي من نظام ضخم ومعقد يشتغل وفقاً لقواعد بسيطة جداً
    Lois, önümüzdeki 15 dakika için bodruma inip gürültülü ve karmaşık bir şeyler yapar mısın? Open Subtitles (لويس)، هل تستطيعين النزول الى القبو والقيام بشيء عالي ومعقد لمدة 15 دقيقة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more