Dieter Klein ve Klaus Vendetta, efendim. | Open Subtitles | ديتير كلاين و كلاوس فينديتا سيدي |
Dahlia'nın casusluğu ve Klaus'un kendine has yöntemleri olduğundan çabuk kaçmalıyız. | Open Subtitles | بين تجسس (داليا) وطرق (كلاوس)، فنحن بحاجة للخروج من هنا سريعًا. |
Hemen bir İngiliz oldum ve Klaus isminde bir soyluyla tanıştım. | Open Subtitles | هنالك حيث أسرت عينايّ نبيلاً يُدعى (كلاوس). |
Sen de Elijah'ın ve Klaus'un benim kadar ölmesini istiyorsun. | Open Subtitles | لمَ لا؟ أقصد أنّكِ تودّين موت (إيلاجا) و(كلاوس) بقدر ما أود. |
Seni buradan çıkarırsam, anında ortadan kaybolur ve Klaus'suz hayatın tadını çıkarmaya başlarsın. Olmaz. | Open Subtitles | إنّ أخرجتكِ من هنا، فهذا يعني أنّكِ ستسرعين بالهرب بعيداً عن (كلاوس) بجزيرة مجهولة. |
Size bir adet ay taşı, bir adet kurt adam ve Klaus'u öldürmeniz için bir adet hançer verdim. Ama elinizde sadece ay taşı kaldı. - Ya da bana öyle yutturuyorsunuz. | Open Subtitles | لقد سلّمتكم "حجر (القمر)"، مذؤوباً، وخنجراً لقتل (كلاوس)، وكلّ ما تحوزونه الآن هو "حجر (القمر)" |
Sen bir cadısın ve Klaus'tan nefret ediyorsun. Bir şeyler ayarlayabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | إنّكِ ساحرة، وتكرهين (كلاوس) أعلم أنّ بوسعكِ تبيّن سبيلاً لذلك |
Çünkü o ve Klaus bana hep fahişe köleleriymişim gibi davranmıştı. | Open Subtitles | لأنّها و(كلاوس) لطالما عاملاني وكأنّي عاهرة قرويّة. |
Damon burada ve Klaus Esther'in cesedini aldı. | Open Subtitles | (دايمُن) هنا، و(كلاوس) أخذ جثمان (إيستر). |
Sen ve Klaus çoktan birisini Jeremy'ye öldürmesi için sundunuz. | Open Subtitles | أنتَ و(كلاوس) سبق وقدمتما أحدهم إلى (جيرمي) ليقتله. |
ve Klaus ise, vampir öldürme yolculuğu için onu almak istiyor. | Open Subtitles | و(كلاوس) يريد أخذه في رحلة برّيّة لنحر مصّاصين الدماء |
ve Klaus... Yani doğrudan söyleyivereyim gitsin. Baş belalarını kimse sevmez. | Open Subtitles | حتّى (كلاوس)، لنقولها بصراحة لا أحد يحبّ الفتاة اللّحوحة |
Zorunda kalırsam bizzat New Orleans'a giderim ve Klaus'a yalvarırım. | Open Subtitles | سأذهب لـ (نيو أورلينز) بنفسي وسأستجدي (كلاوس) إن اضطررت |
Davina, ikimize de yalan söylenildi ve Marcel ve Klaus açıklarımızı görerek bizi alenen kullandı. | Open Subtitles | دافينا)، أنا وأنت كنّا ضحيّة) (كذب واستغلال (كلاوس) و(مارسِل |
Diğer Jim'i solucan deliğinden geçirmenin tek yolu yıldız çiçeği ve Klaus ile birlikte yarın oraya gitmem sanırım. | Open Subtitles | لذا أفهم أن الطريقة الوحيدة لوضع (جيم) الآخر في الثقب (هو أن تظهر غدا مع (داليا) و (كلاوس |
Ama Dahlia, Mikael ve Klaus'u aynı anda yere serebildiğinden ötürü sanıyorum ki telefon hattını yok etmek çocuk oyuncağı olmuştur. | Open Subtitles | لكن طالما تمكّنت (داليا) من هزم (كلاوس) و(مايكل) فأظن تعطيل برج الهاتف النقّال كان مهمّة سهلة. |
Elijah hala barut gibi ve Klaus inadından vazgeçmiyor... o zaman gelsin tekila! | Open Subtitles | لكن (إيلايجا) يصرّ على موقفه اللوّام، و(كلاوس) يصرّ على عناده -وهذا ما يؤدّي بي لـ (التاكيلا )! |
Sen ve Klaus, ben ve psikopat eski eşim. Neden artık büyü yapmadığımı sanıyorsun? | Open Subtitles | أنت و(كلاوس)، أنا وزوجتي السابقة المختلّة، لمَ برأيك لم أعُد أزاول السحر؟ |
- Biz New Orleans'a sadece ucuz içki ve Klaus kanı için gideriz. | Open Subtitles | لا نذهب لـ (نيو أورلينز) إلّا بُغية الخمر الرديء أو دماء (كلاوس). |
Büyüyü kırmadıkça... Marcel ve Klaus'u serbest bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا تحرير (مارسل) و(كلاوس) ما لم نحلّ التعويذة. |